Gönderi

Louise Wirth'in kuramsal değişkenlerinde eksik kalan ya da doyurucu olmayan bir şey vardır. Kalabalıklar yoğunluk ve çeşitlilik nüfusbilimsel (demografik) gerçeklerdir, fakat henüz psikolojik değişkenler değildirler. Bireyin dışındadırlar. Psikoloji bireyin deneyimlerini kentsel yaşamın nüfusbilimsel (demografik) koşullarına bağlayan bir görüşe gereksinim duymaktadır. Yüklülük kavramı bir bağ sağlamaktadır. Sistem analizinden çıkarılan bu deyim çevreden gelen girdileri işlemede sistemin yetersizliği anlamını taşır. Sistem yetersizdir çünkü, girdiler işleyebileceğinin çok üstündedir, ya da artık girdiler o kadar hızlı gelmektedir ki, girdi B sunulduğunda girdi A işlenememektedir. Yüklülük söz konusu ise uyarlanmalar da söz konusu olacaktır. Sistem, özellikleri saptamak, seçimler yapmak zorundadır. B sırada bekletilirken A'ya öncelik verilebilir, ya da bir girdi tümüyle gözden çıkarılabilir. Yaşadığımız biçimiyle kent yaşamı yüklülükle başa çıkma uğraşları ve sonuç olarak uyarlanmalardan oluşur. Yüklülük rol edimlerini, toplumsal kuralların evrimini, bilişsel işlevleri ve olanakların kullanılmasını etkileyerek günlük yaşamı bir çok düzeyde soysuzlaştırır (bozar, deforme eder).
Sayfa 45 - Gündoğan YayınlarıKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.