Gönderi

Yirmi yıldır Lale devri yaşıyoruz
Lale Devri aslında yalnızca sınırsız arzuların ölçüsüzce tatmin edildiği bir şehvet çağı değildi! Lale Devri, aynı zamanda kendini dev aynasında gören bir toplumun yüzyıllardır bastırılmış duygularının uzun süren bir yıkım ve savaş döneminin ardından aniden patlak vermesiydi. Lale Devri, bir toplumun, yenilgilerini ve acılarını zevk ve eğlenceyle bastırmayı denediği “travmatik” bir dönemdi. Bu tıpkı her şeyini kaybetmiş, yıkık ve bitkin bir insanın tüm sıkıntılarını unutup biraz olsun rahatlayabilmek için sarhoş olmak istemesi gibi bir şeydi; bu, topluma bilinçsizce uygulanan bir şok tedavisiydi; fakat bu şok, imparatorluğu yüz yıllardır çepeçevre saran kalıpları parçalamıştı! Matbaanın, çiçek asısının, doğu ve batı klasiklerinin, ilk imalâthanelerin Osmanlıya girişinin bu döneme rastlaması tesadüf değildi! Bu ilk değişim donemi kısa sürdü. Zevk ve eğlenceyle harmanlanmış radikal degişim, bazı kesimlerin tepkisini çekti.
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.