Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

147 syf.
9/10 puan verdi
ŞU EVDEKİ KÜTÜPHANELERİ YIKMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ?
Evde oluşturulan kütüphaneler hakkında hiç olumlu düşünmüyorum. Son zamanlarda gerek gerçek hayatta gerekse de sosyal medyada gördüğüm ev kütüphaneleri beni aşırı rahatsız etmeye başladı. Ara ara "başvurulmayacak" kitapların, kitaplıkta durmasını artık tıpkı bir ceset gibi görmeye başladım. Okunmaya bırakılmış ya da yıllarca sonra
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,7bin okunma
··
2 artı 1'leme
·
4.811 görüntüleme
❃Kübra❃ okurunun profil resmi
Öncelikle bakış açınızın belli bir kısmına katılıyorum sanırım bu da yazınıza göre ergen olduğumdan 🤔 Bana dedemden kalan çok güzel kitaplar var mesela hepsi benim için çok kıymetli .. Şu an bir çoğunun satışı yok . Belki sahaflardan vs tedarik edilebilir bilmiyorum bakmadım da . Sırf bu yüzden herkesin evinde kütüphane olmalı düşüncesindeyim . Gelecek ne getirir bilemeyiz . Kütüphanelerimizin başına bir şey gelse ya da her şey tek tuşla silinse vs . Geleceğimize bırakacağımız eserlerimiz olmalı bu yüzden e kitaptan daha çok önemsiyorum kitabı 🤔 Ben her evde kütüphane olması gerektiğini savunuyorum işte bu yüzden .. Bu da söylediğiniz gibi evi doldurup taşırmak değil … Bazen çok sevdiğim kitaplardan bir tane daha alarak üzerine okuduktan sonra başka birine verin gibi notlarla paylaşıyorum . Her kitabı okumaktan ziyade seçerek okumayı tercih ediyorum . İncelemeniz için teşekkür ederiz. Keyifli okumalar dilerim. ✨
Hipokampus okurunun profil resmi
Teşekkürler ederim 🙏 Renk kattınız:) Keyifli okumalar 😊🌿
ZzehraA okurunun profil resmi
Düşüncelerinizin altına imzamı atıyorum hocam. Tabi ki o kitapların önünde oturup okumak büyük bir haz veriyordur ama sadece görsel şölen olarak kalıyor bir zaman sonra. Evde kütüphane oluşturmayı hiç düşünmedim. Kütüphaneye gidip ödünç almak bana daha doğru bir davranış gibi geliyor. Çocuklarımı da bu bilinçle yetiştiriyorum ,ailece üyelik oluşturduk ayda iki kere gidiyoruz. Hatta çalışanlarla konuştum,yarın küçük yaş grubu için özgürce vakit geçirme saati düzenledik. Kızım gideceğimiz günleri iple çekiyor. Kütüphaneler iyi ki var🤗
Hipokampus okurunun profil resmi
Bravo 👏👏 Alfa ebeveynlik bu olsa gerek. O gittiğiniz kütüphaneler sizin kütüphaneniz. Oralar sizin paralarınızla kuruldu. Her kitapta sizin bir nevi hakkınız var. Bu bir lutuf veya ikram değil. Sizin hakkınız ve minnetsiz yararlanma hakkınız. Örnek bir ebeveynlik davranışı. Bir kez daha sizi tebrik ederim👏😊☘️🌼
4 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Bast ı zaman Tayy ı mekân okurunun profil resmi
Günaydın, hayırlı sabahlar hocam yine farklı bir görüşle karşımızdasınız. Çoğunlukla size katılırdım lakin bu görüşünüzün tamamen aksini düşünüyorum. Aynı zamanda içeriğinde ki bir cümlenizinde tam tersini iddia ediyorum yaşım sizin tabirinizle ergenliğin üzerinde ama ergenlik öyle yaş sınırıyla belirlenecek bir hal değil, ergenlik dediğimiz şey aslında bireyin henüz kişi olamayışı, kendini bulup tanımaya başladığı duygu karmaşası. Bunu üzülerek söylüyorum ki bazı insanlar kendilerini ergenlik tabiri altında ki ben bu tabiri ergenlik olarak asla kabul etmem kişileşmek derim işte bazı insanlar yedisinde bazısı ise yetmişinde ( farketme-arama-bulma-tanıma-kabullenme) gibi etapları tamamlayarak kişileşme gösterir. Atalarımızım da dediği gibi akıl yaşta değil baştadır. Yaş alarak değil yaşayarak olgunlaşır insan. Kitaplığa gelecek olursak Z kuşagının bugünkü hali sizin bu tutumunuza elverişli değil. Çok tutarsız gördüğü her şeye meyilli iyi-kötü farketmeksizin alışma alışkanlığı olan bireyler. Ben onlara eşya dolu bir ev, tabak-bardak dolu bir mutfak yada hiçbir şey bırakmayarak bir boşluk bırakmak istemem zira ceddini bilmeli nasıl yaşadığını neler yaptığını ne okuduğunu neye değer verip neyi önemsemediğini. Buna bu dediklerime tarih kitapları okuyarak ulaşamaz bakarak görerek tanıyarak denimleyerek ulaşa bilir. Ekonomik kriz zor ama bana sorarsanız kitap yerine o kadar çok zararlı şeylere çocuklar para harcıyor ki kitap bu sıralamada en masumları arasında kalır. Benin sizin tabirinizle kocaman bir " kitap mezarlığım " var ama ben bu mezarlıga sahip olmayı ailemden ögrendim büyüdüğüm evdede kocaman bir " kitap mezarlığı " vardı. Ben kitaba değer vermeye çok küçükken başladım yere bardak düşürüp kırsam annem canın sağ olsun derdi ama kitaplara zarar verince onların önemini degerini emeğini anlatır ilerde bana neler katacağından bahsederdi. Bende çocuklarım öyle büyüsün isterim arkama boş bir düzen değilde kağıt kokusu o yapraklarda yazan öyküler her neslin kendi içindeki duygusal değer savaşı ve koskocaman bir tarih bırakmak isterim. Yaşayarak tecrübe ettim bir insanı en iyi okuduğu kitaplarda altını çizdiği cümlelerle tanıyabilirsiniz bende böyle tanınmak isterim... Umarım yorumum sizi üzmez🌸🌸🌸
Hipokampus okurunun profil resmi
Öncelikle yazıyı okuyup, düşüncenizle birlikte hayatınızdan somut örnekler verdiğiniz için teşekkür ederim 😊. Ama ergenlik konusu malesef yanlış anlaşılıyor. Buradaki "ergenlik" sadece benzetme. Ergenliğin felsefi tarafını değil "ki ben de anlattığınız ergenlik konusuna katılıyorum buna 50 yaşında ki çocuklar somut örnek hatta Doğan Cüceloğlu nun 'Yetişkin Çocuklar ' kitabı tamamen bunun üzerine" burada sadece bir metafor olarak biyolojik ergenliği örnek verdim. Yani vucuttaki bir takım gelişmeler neticesinde aklın duygunun gerisinde kalması. Umarım anlaşılmıştır. 😊 İkinci olarak bir çocuğa kitaplık gösterilerek takdir edersiniz ki kitap okuma alışkanlığı kazanması için yeterli değil. Ergenlikten çocukluk dönemine geçecem😂 çocuk elinde kitap okuyan ebeveyn görürse kitap okuma alışkanlığı elde eder. Rol model alma konusu bebeklikten başlar benden iyi bildiğiniz bir konu😊. Son olarak dediğim gibi ben de bile halihazırda 100 ün üzerinde kitap var bu her geçen gün artacak. Çünkü baş ucu ve kaynak eserler tabi ki evde olacak. Ama benim çizdiğim yerleleri benim çocuğum 25 30 sene sonra ancak okuyabilir. Yaşına göre resimli kitaplardan çocukluk dönemi ve gençlik kitaplarına kadar bir sürü benim kitaplıkta olmayan eserleri okuyarak gelecek. Peki benim kitaplara ulaşması için o kitapları hücre hapsine almaya değer mi? İşte burda kişinin özgür iradesi devreye girer. Kimsenin iradesine müdahele edemeyiz ve saygı duyarız 😊 Tekrar teşekkür ederim. Renk kattınız🙏🌼☘️
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yağmur okurunun profil resmi
Okuduğunuz o kadar kitaptan ve kendinizce eriştiğiniz "olgunluğunuzdan" bu kadar genellemeli konuşmamanızı beklerdim. "Üstteki yazı kitabın ana fikrini oluşturuyor, anlattıklarım öykülenmiş şekli" diyorsunuz fakat kitabı yazan yazar, Fakir Baykurt, sevgi ve yumuşak ifadelerle başlıyor hatta okurlarından da aynı şeyi bekliyor. Sanıyorum ki kitaba o kadar odaklanmışsınız ki kitabı yazan yazarın düşüncelerini ihmal etmişsiniz. Kitabı tekrar okumanızı en azından "sunuş" kısmına bakmanızı öneririm.
Hipokampus okurunun profil resmi
Haklısınız. Teşekkür ederim🙏🍀
Nevin okurunun profil resmi
Çok güzel bir yazı elinize sağlık. Küçük yaşlarda aldığım okuduğum kitapları birilerine hediye edince salak muamelesi görüyordum hatta bir kitabı mı isteyen herkese vermiştim okunmaktan yıpranmıştı o halde bile birine hediye ettim şimdi hangi şehirde bilmiyorum. Birileri okudukça mutlu olurdum sen oku yeter ki ben veririm derdim okul kütüphanesine ulaşamayan insanlara da kütüphaneden kitap alır götürürdüm. O yaşlarda biri için harika işler aslında hani sınırlı sayıda kitap almana izin verirler beni tanıdıkları için on beş kitap birden alır giderdim. Hocalarım beni gördüğü yerde kitap tavsiye ederdi bir öğrenciye bundan daha kıymetli hangi an olabilir öğretmen bir kitap okuyor aklına ben geliyorum sonra beni görünce bu yazarı okumalısın şu kitabı seversin diyorlar çok mutlu olurdum. Kitaplarımı verdiğimi gören bir arkadaşım çok şaşırmıştı ben kitaplarımı asla bir başkasına vermem derdi sizin yazdığınız gibi anlattım ona da kitap hediye ettim ve o bakış açısını yıktım kendi kitaplarını bana getirdiği gün çocuklar gibi sevinmiştim çünkü bir başkası kitap paylaşmanın sevincini yaşamıştı ve bana hak verdi. Öyle bağışlayacak kütüphanem falan yok tabii her aldığımı zaten vermiştim. sonradan minik bir kütüphanem oldu elimde kalanlar ve hediye olanlarla ama insanların tavır ve davranışları gösterdi ki sanki ben yanlışım ben salakça davranıyorum insan parasını kitaplara harcayıp sonra kitapları saçar mı etrafa hiç işte aklı yok ki… Şimdi kimseye kitap hediye etmek istemiyorum o paylaşımlar büyük büyük kütüphaneleri görünce üzülüyorum benim de bu kadar kitabım olur muydu sahi vermesem kaç kitabım olurdu? O sevdiğim kitabı da verdim değil mi hatta imzalıydı ve benzeri düşünceler geçiyor aklımdan bir yandan da insanların bu kadar çok kitabı var be kitaplara ulaşamayan insanları neden düşünmüyorlar diyorum hani o yaşlarımda birisi bana kütüphanesinden biraz kitap hediye etse oturup ağlardım sevincimden. Hala benim gibi insanlar var bir yerlerde ve İnsanlar birbirinden o kadar uzak ki kimse kimsenin umurunda değil. Daha çok şey yazardım, yazınızı okudukça duygulandım kitabı henüz okumadım ama okursam ağlamakta ilerleyemem gibi geliyor.
Hipokampus okurunun profil resmi
Öncelikle çok içten ve samimi duygularınızı paylaştığınız için çok teşekkür ederim🙏 Anılarınız kitabın kahramanı olan Mustafa Gözelgöz ün hayatına çok benziyor. Hele sonlara doğru aşırı bir şekilde etkileneceğizi görür gibiyim. Evet belki gözyaşlarınızı tutamayacaksınız ama size moral verecek dayanak noktalarını da bulacağınıza eminim. 😊 Güzel bir zamanda keyifle okumanız dileğiyle😊🙏🌼☘️
4 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
30 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.