Gönderi

Ey insan! Aklını başına al. Hiç mümkün müdür ki: Bütün enva-i mahlûkatı sana müteveccihen muâvenet ellerini uzattıran ve senin hâcetlerine "Lebbeyk!" dedirten Zât-ı Zülcelal seni bilmesin, tanımasın, görmesin? Mâdem seni biliyor, rahmetiyle bildiğini bildiriyor. Sen de O'nu bil, hürmetle bildiğini bildir ve kat'iyyen anla ki: Senin gibi zâif-i mutlak, âciz-i mutlak, fakir-i mutlak, fâni küçük bir mahlûka koca kâinatı musahhar etmek ve onun imdadına göndermek; elbette hikmet ve inâyet ve ilim ve kudreti tazammun eden hakikat-ı Rahmettir. Elbette böyle bir Rahmet, senden külli ve hâlis bir şükür ve ciddi ve safi bir hürmet ister. İşte o halis şükrün ve o safi hürmetin tercümânı ve unvânı olan "Bismillahirrahmânirrahim" i de. O Rahmetin vüsûlüne vesile ve o Rahmânın dergâhında şefâatçı yap.
Sayfa 10 - Tenvir NeşriyatKitabı okudu
·
915 görüntüleme
leylünehar okurunun profil resmi
Hayırlı olsun hocam 🤩 Allah muvaffak eylesin🤲🌷🤎
Elif okurunun profil resmi
Allah razı olsun. 😊 Amin 🤲
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.