Çok ilginç bir adammış bu Başo. Japonların Evliya Çelebi’si. Ne demiştim, İthaki’nin Japon Klasikleri dizisi asla okumayacağım türlerle tanıştıran bir hazine benim için.
Bizim göremediğimiz o ince ayrıntıları nasıl da görüyormuş, nasıl da doğanın kendisine aşıkmış bu Başo böyle. Gördüğü her şeye saygı ve sevgiyle yaklaşıyor, karşılığında saygı ve sevgi gördüğünü yazmış hep.
Komik de bir adammış. Bir insan, sırf güzel çam ağacı var diye bir kasabaya gider mi? Sonra ne güzel çam ağacına şiir yazacakken başka bir şairin zaten o çam ağacı için güzel bir şiir yazdığını hatırlayıp daha iyisini yazamayacağını düşünerek vazgeçer mi? Geçer…
Okuması kısa ve eğlenceli bir mola olan bir kitaptı. Dünyayı bir gün Başo’nun gördüğü gibi görmek dileğiyle.