Gönderi

Biz bir elmanın iki yarısı degiliz, yan yana duran iki ayrı elmayız.
"Bir elmanın iki yarısı gibiyiz.." Kulağa ne romantik geliyor değil mi? Şarkı sözü gibi.. Bir şiirin en tatlısı mısrası sanki.. Bilinçaltı kodlarımıza öylesine yerleşmiş ki, kimi sevsek ortadan ikiye bölüyoruz. Çünkü onun diğer yarısı olduğumuza ölesiye inanıyoruz. Bilinçaltı kodlarımıza işlenmiş olan yanlışlardan biri de bu ne yazık ki. İki ayrı insanın, ortadan bölünerek bir elmaya parça olması mümkün değil.. Hem bu yüzden ayrılıkların acısıda dayanılmaz boyutlar alıyor. Çünkü bilinç altı diğer yarısını kaybettiği inancıyla yaşadığı hayal kırıklığını ikiye, üçe katlayarak ıstırap deneyimi büyütüyor. "Biz bir elmanın iki yarısıyız" inancıyla ilişkiye sarılan kişiler, ayrılıklar da hüsrandan ziyade eksilme duygusu yaşıyorlar. Doğal olarak ilişki içinde kaçınılmaz şekilde şiddetli kaybetme korkusuna maruz kalıyorlar.... Bilinçaltında kaybetme korkusunun açığa çıkmasını istemiyorsan, "Biz bir elmanın iki yarısıyız, sen benim diğer yarımsın" düsüncelerinden kurtulup, tek başımıza da tam ve bütün olduğumuzu hatırlamalıyız. "BİR ELMANIN İKİ YARISI OLMAYALIM. İKİ AYRI ÇİÇEK OLALIM. BİRLEŞİNCE BUKET OLALIM."
Sayfa 58 - Hakan Mengüç, Destek Yayınları, 100. Baskı
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.