Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Düşünüyorum ve sen benim düşümsün.
Edebiyatımızın en güzel romanlarından birini, postmodern bir roman olan Puslu Kıtalar Atlası'nı bitirebilmenin mutluluğuyla herkese merhabalar. İçimde havai fişekler patlıyor resmen kutlama yapıyorum. Çünkü çok merak ediyordum ve okumak için adeta uygun zamanı kolladım. Evet bu kitabın mevsimi geldi diyerek okumama başladım ve bitirdim. Kitap dolu dolu ve çok güzeldi. Adeta çok çeşitli baharatlarla hazırlanmış, ateşte demini güzelce almış Türk yemekleri gibi lezzetli ve doyurucuydu. Ama bu kadar güzel bir kitabı ben niye sevemedim? Niye bu tezatlık bendeki? Sadece ben miyim böyle düşünen? Eser güzeldi ama sevemedim demek de ne demek oluyor? Hayran kaldığım bu kitabı okurken zor okudum. Peki neden? Öncelikle kitabın türüne bakalım.
Haruki Murakami
Haruki Murakami
den sonra okuduğum ikinci postmodern roman diyebilirim. Postmodern roman? Benim gibi zorlananlar için kısa bir açıklama yapayım biraz. Postmodern romanları okumak diğer romanlara göre daha zordur ve anlamak emek ister. En güzel örneği
Oğuz Atay
Oğuz Atay
dan
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
dır. Bilirsiniz başlayıp yarım bırakanların sayısı bir hayli fazla. Çünkü karmaşık bir yapısı olur bu kitapların. Bu karmaşıklıklar ise en çok yazarın bilinç akışı yöntemini kullanmasından, yazarın bilinçaltından, bilinç üstünden, iç konuşmalardan, kelime oyunlarından, zamanla oynamasından, sorgularken okuyucuyuda romana katmasından kaynaklanır. Kitabı okurken sandımki, elektirikler kesilmiş, sanki bir ocakbaşı var ve ağır ağır odunlar yanıyor ve sanki battaniyesini dizine sermiş ak sakallı tonton bir dede masal anlatıyor. Öyle sıcak ve masalsı. Kitap kalın bir kitap değil. Sıkcı bir kitap da değil. Merak da uyandırmıyor değil. Ama kitabı elime alıp iki sayfa okuduğumda sanki yirmi sayfa kadar okumuşum hissine kapılıyordum. Kitabın inceliğine göre çok fazla olay ve çok fazla karakter var. Bir de tarihi terimler çok fazla var. Gündelik kullanımda olmayan kelimeler olduğu için de yoruyor olabilir. Bunların haricinde olaylar, düşünceler, karakterler, yerler zihnimde sabun köpüğü gibi havada uçuşuyordu hep. Ne elimle tutabildim ne bir yere koyabildim. Öylece havada süzüldüler. Bir netice bir kesinlik yoktu. Çünkü o neticeye yazar bizim varmamızı, sorgulamamızı istiyor. Kitabın kahramanlarından ve konusundan biraz bahsetmek istiyorum ama henüz zihnimde oturtabilmiş bile değilim. Kısaca Bünyamin adındaki genç babasının ona verdi atlasla bir yolculuğa çıkıyor ve başından türlü olaylar geçiyor. Ve sonunda babasının ne demek istediğini anlıyor. Kitaptan bir alıntı yaparsam daha açıklayıcı olur. '' Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir âlem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı. Oysa Uzun İhsan Efendi, Dünya'nın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu sık sık söylerdi. Her insan şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıydı. Kuran'ın kendisi peygamberin dünyayı nasıl okuduğuna bir örnekti ve onun ardında giden herkes, dünyayı onun gibi okuyup şahadetlerini yazmalı ve bunları başkalarına aktarmalıydı, dünyaya şahit olmanın yolu ise maceranın kendisinden başka bir şey değildi. Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu Dünya'nın şahidi olmaktı.'' Elimden geldiğince dilim döndüğünce kitabın ben okurken hissettirdiklerini yazmaya, aklıma takılanları açıklamaya çalıştım. Umarım faydalı bir inceleme olmuştur. Herkese çok kitaplı bol okumalı günler dilerim.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,2bin okunma
··
132 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.