¶¶
Salih de ağ örmesini biliyordu. Çabuk da örüyordu. Buradaki herkes ağ örme ustalığına şaşıyordu. Nasıl olmuştu, gerçekten bunu Salih de bilmiyordu. Belki altı belki yedi yaşındaydı. Bir gün, belki de bir gün ışırken, deniz apak olur o zamanlar, martılar uykudadır, Salih işte bu oturduğu kayalıktan, rıhtımla birleştirilmiş Zeytin adası kayalığından balıkçıların yanına inivermiş. Temel Reisin yanına sokulmuş, ondan bir iğne istemiş, delikli iğneyi ilk olarak eline almış, alır almaz da Temel Reis kadar düzgün, iyi, kusursuz, ağın yırtıklarını örmeye başlamıştı.
¶¶