Kayıp Zamanın İzinde Serisinin 6. kitabı olan Albetine Kayıp'ı bitirmemle birlikte artık serinin tamamlamasına bir adım kaldı Buraya kadar getirdiğim, 2022 yılını bu kadar değerli bir esere ayırdığım için kendimi çok mutlu hissediyorum. Bu yılın geneline bakınca tek başına bu seriyi okumuş olmam bile benim için büyük kazanç Proust sayesinde bu sene edebiyata doydum diyebilirim
Serinin 5. kitabı Mahpus'la birlikte daha dar bir alana sıkıştırılan hikaye Albertine Kayıp ile birlikte kaldığı yerden devam ediyor. Serinin ilk kitaplarını okuyan arkadaşlarımın bildiği üzere kalabalık karakter yapısıyla, sosyete hayatının detayları ve bu yapıyı oluşturan insanların birbirleriyle olan ilişkileri bizleri zaman zaman yormuş, sayfaları ilerletmekte zorlanmıştık. Artık bu zorlayıcı kısımları geride bıraktığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Serinin 6. kitabının neredeyse tamamı anlatıcımızın kendi iç dünyasını, yaşadığı şok edici bir olay karşısında kapıldığı duygu ve düşünceleri ifade edişiyle geçiyor. Tabii ki yine muazzam bir anlatım söz konusu.
Bazen hayatımızdaki herhangi bir varlığın değerini o varlığı kaybettiğimizde anlar, aslında dünyamızda ne kadar büyük bir alanı kapladığını şaşırarak görürüz. Fakat artık geriye dönmek mümkün değildir. Devamında da insanoğlunun en belirgin özelliklerinden biri devreye girer ve kaybettiğimiz varlık ne kadar önemli olursa olsun bir şekilde bu yokluğa alışırız. Kısacası hayat devam ediyordur... İşte Albertine Kayıp bahsettiğim bu durum üzerine kurulu bir eser. Bunun yanında diğer karakterle alakalı sürpriz gelişmeler de kitaba ayrı bir lezzet katıyor.
Ben serinin bu kitabını da çok severek okudum, umarım okumayı düşünen tüm arkadaşlarım için de aynı güzellikte geçer. Hoşça kalın