Kitabı okurken kendimi hep piraye'nin yerine koyarak empati kurarak okudum. Nazıma epeyce kızdım tabiki yaşananları tek taraflı okuyabildiğimiz için böyle oluyor okunmaya değer. Tek taraflı mektuplarda oluştuğu için okumak sıkıyor ve uzun zaman yayılıyor.
...
"Nâzım'ın, 1933'ten 1950'ye kadar, on yedi
yıl boyunca, çeşitli cezaevlerinden kendisine
yazdığı mektupları, Piraye bir tahta bavulda
saklardı. Ceviz ağacından yapılmış,
41 x 26 x 14 cm boyutlarında küçük bir tahta
bavul. Küçük olduğu için, belki "çanta" demek
daha doğru. Bu ceviz çantayı ona Nâzım
sanırım Çankırı Cezaevi'ndeyken yapmıştı.