Gönderi

Oysa mevcut gerçekliği somut olarak ortaya koyacak kanıtlar yoktur ve asla da olmayacaktır. -Tanrının varlığını kanıtlayabilmenin mümkün olmaması gibi. Gerçeklik bir inanç nesnesidir, tıpkı Tanrı gibi. Kendisine inanılmaya başlandığı anda, gerçeklik de ortadan kaybolmaya başlamaktadır. Örneğin Tanrının varlığından kuşkulanılmaya ya da kendiliğindenmiş gibi algılanan bir gerçekliğe olan saf inanç yitirilmeye başlandığı anda inanmak bir tür zorunluluğa dönüşmektedir. İşte bu anlamda bir tür düşsel şeye dönüştürdüğümüz gerçeklik, sanki giderek buharlaşıp ortadan kaybolmaktadır. Zira bizde bu gerçeğe inanacak hal, mecâl kalmamıştır. Hattâ bu gerçeğe inanacak arzu ve istek bile yoktur. Gerçeklik ve hakikat tutkularımız uçup gitmiştir. Geriye bu gerçeklikle hakikate inanma görevi kalmıştır.
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.