Sınırları Zorlayan Daisy Miller: Viktorya Dönemi Toplumunun Tepkisi
Daisy Miller, canlandırdığı canlı ve ileri Amerikalı genç bir kadın olan Daisy Miller'ın bir "karakter çalışması" olarak sıklıkla tarif edilir. Bu zaman dilimi, ahlak ve değerlerin baskıcı bir koduna sahip olan Viktorya Dönemi'ne denk gelir. Novellada Daisy'nin uygun olmayan davranışlarla suçlanması nedeniyle, yaşadığı toplumu anlamak ve sert kurallarını nasıl çiğnediğini anlamak hayati öneme sahiptir. Ayrıca, dönem boyunca Amerikan ve Avrupa sosyal gelenekleri arasındaki farklılıkları temel düzeyde anlamak da yardımcı olacaktır. Okuyucular sadece neyin "doğru" olarak kabul edildiğini anladıklarında, Daisy'nin neden "yanlış" olduğunu belirleyebilirler.
Victorian Değerlerinin Değişimi
İngiltere'nin o dönemdeki hükümdarı Kraliçe Victoria'dan adını alan Viktorya dönemi, erkek ve kadın yaşamını farklı "alanlara" ayıran bir yapıya sahipti. Erkekler iş ve siyasetle uğraşırken, kadınlar annelik ve ev yönetimiyle görevlendiriliyordu. Doğru nezaket kuralları ve görgü kuralları bolca mevcuttu, özellikle orta ve üst sınıf kadınlar, her zaman hoş, nazik ve özellikle iffetli olmaları öğretilirdi. Erkeğin evlilik dışı ilişkileri (genellikle fahişeler veya hizmetçilerle) kabul edilebilirken, bir kadın evliliğe kadar bakireliğini korumalı ve evlilikte cinselliği kocasının mülkiyeti olarak kabul edilirdi. Saf ve mütevazı bir imaj korumak son derece önemliydi. Uygunsuz davranışla ilgili herhangi bir söylenti, bir kadının itibarını değil, aynı zamanda ailesinin itibarını da zedeleyebilirdi.
Tüm kadınlar bu sosyal kısıtlamalara uymaktan memnun değildi. 19. yüzyılın son çeyreğinde, demiryollarının genişlemesi, buharlı gemilerin geliştirilmesi ve telgrafın icadı gibi teknolojik gelişmeler seyahat ve ticareti daha önce hiç olmadığı kadar mümkün kılmıştı. İmalat sanayinin öne çıktığı Sanayi Devrimi, üretimi ve fabrikaları öne çıkardı. Elbette norm olmasa da, artık kadınların fabrikalarda, ofislerde ve perakende işletmelerinde iş peşinde koşmaları mümkündü. Kadınlar için yüksek öğrenim olanakları da artıyordu. 1870'te tüm üniversite öğrencilerinin %21'i kadındı. Viktorya kadını hala aile hayatına sıkı sıkıya bağlı, saf bir ruh olarak kalmalıydı, ancak özellikle genç nesilde, uygun toplum kurallarının ve düzenlemelerinin diğer seçeneklere izin veren bir yönde değişmeye başladığı bir his vardı.
Ulusal Geleneklerin Çatışması
Daisy Miller, Amerika İç Savaşı'nı takip eden, 1870 ile 1900 yılları arasındaki yılları kapsayan bir dönem olan "Altın Çağ"ın bir temsilcisidir. Bu terim, 19. yüzyıl Amerikalı yazarı 
Mark Twain tarafından kullanılmış ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki finans ve politikadaki yolsuzlukları ortaya koyan 1873 tarihli romanı "Altın Çağ" a da atıfta bulunur. Savaşın sonu, özellikle Kuzey'de endüstriyel genişlemeye yol açtı ve bu da zengin Amerikalıların yeni bir sınıfına öncülük etti. Daisy Miller'ın babası, bir iş adamı, bu kategoriye girer. Bu "yeni" paraya sahip olanlar, üst sınıf Avrupalıların rafine olduğunu düşündükleri şeyi taklit etmek için can atıyorlardı, diğerleri gerçekten "büyük turlar" yapmak için Avrupa'ya gittiler. Her yıl binlerce genç Amerikalı kadın ve aileleri oraya seyahat ediyorlardı ve her zaman hoş karşılanmıyorlardı. Bu kızlar "güzel" olarak nitelendirilmelerine rağmen, aynı zamanda "vulgar", "yüksek sesli", "hızlı" ve "tuhaf" olarak etiketleniyorlardı. Avrupa kültürüyle aşina olmayan ve yetiştirilmemiş cesur ve ileri Amerikalı genç kadınlar, yerel geleneklerden habersiz oldukları için sosyal skandallara neden olmak için sık sık müsait oluyorlardı.
Genellikle, bireysellik ve bağımsızlık fikirleriyle büyümüş genç Amerikan kadınların, sınıf yapılarına ve sosyal pozisyonlara karşı yeterli saygıyı göstermedikleri hissedilirdi. Bu davranış yeni tanıştıklarını başlangıçta eğlendirebilirdi, ancak kısa sürede yorucu hale gelir ve saygısızlık olarak algılanırdı. Sorumlu genç bayanlar hakkında uygun davranışlar konusunda yapılan öğütler, genellikle ilgili genç bayan tarafından ilgisizlik veya öfkeyle karşılanırdı. Tüm bunlar kültür farklılıklarına dayanıyordu ve Amerika ve Avrupa'da sosyal statüleri temsil etme şekilleri arasında kesin bir farklılık vardı. Yüksek enerjisi ve daha esnek sosyal sınıf tutumu, Amerikan toplumunda doğal ve hatta arzu edilen olarak kabul edilebilecek genç kadın, baskıcı ve daha çok sosyal statüye duyarlı olan Avrupa sosyal çevrelerinde bir anomalidir.
Avrupalı seyahatlerin Amerikan vatandaşları için erişilebilir hale gelmesi, sadece orta sınıf ve elitlerin kültürel deneyimlerini değil, aynı zamanda Viktorya dönemi yazarları için mevcut konu malzemelerini de genişletti. 
Nathaniel Hawthorne, 
William Dean Howells ve 
Edith Wharton gibi yazarların yanı sıra, 
Henry James de genellikle Amerikalılar ve Avrupalılar arasındaki transatlantik ilişkinin keşfine sınırlı olan "uluslararası roman" türünün öncülerinden biri olarak anılır. Dört yazarın da yazdığı anlatılar, yeni dünya ile eski dünya arasındaki farkları gösteriyor. Taze ve canlı Amerikan ruhunu tutucu Avrupa toplumuyla karşı karşıya getiriyor. James'in seçtiği Amerikalı, çoğunlukla Avrupa toplumunun bilinmeyen geleneklerini gezinmeye çalışan saftirik genç bir kadındı ve bu durum genellikle kötü sonuçlara yol açardı. Daisy Miller, James'in "uluslararası" döneminin ilk eseriydi ve 1881'de yayınlanan, bağımsız Amerikan kahramanı Isabel Archer ile Avrupa toplumunun beklenmedik ve yıkıcı karmaşıklıklarıyla karşı karşıya kalan bir romana yol açan dönemine dek devam etti.
Daisy Miller'ın Eleştirel ve Ticari Tepkisi
Daisy Miller, ilk olarak Haziran ve Temmuz 1878 sayılarında The Cornhill Magazine'de yayınlandı. Eleştirel incelemeler genellikle olumlu yöndeydi. Özellikle üst sınıfların genel kitlesi, Daisy'nin olumsuz yönlerine odaklanarak karakterinin sempatik yönlerini görmezden geldi ve James'in canlı Amerikalı portresinin İyi Doğuş ve Etiket standartlarına uygun olmadığına inandı. Bir yayıncı adayı bile onu "Amerikan kız çocukluğuna bir hakaret" olarak nitelendirdi. Ancak, söylenildiği gibi, tüm tanıtım iyi tanıtımdır ve hikayenin satışları birkaç haftada 20.000 kopyayı geçti. James, en azından bir süreliğine ev adı haline geldi. Yirminci yüzyıl edebi eleştirmenleri, Daisy Miller'a daha da yüksek övgüler sundu ve eserin "önemli bir şaheser" statüsüne yükseltti.
·
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.