Gönderi

Dogmatizm bilimsel kuşkuculuğa aykırıdır. Mesela bir objeye bardak deniyorsa, onun bardak olmadığı ispat edilmedikçe o obje bardaktır. Ama bir kimse bardak olmadığını ispat edebilirse, olmadığını söyleyebiliriz. Bir odada toplu iğne var demek için çıkarıp göstermek yeterlidir. Fakat yok diyebilmek için her taraf köşe bucak araştırılıp ondan sonra söylenebilir. Fakat odadaki bütün eşyaları, dolapları, çekmeceleri aramadan bu odada kesinlikle igne yok denirse, bu bilgi ispatlanmadığı için dogma haline gelmiş olur. Bu durum sorgulamaya ve mantıksal açıklamalara kendini kapatıyor demektir. Bu, Yaratıcının varlığını ispat için de geçerli bir metortur. Allah'ın varlığı yeryüzünde, gezegenlerde, bütün evrende olmadığı ispat edilmedikçe, bilimsel olarak Allah yoktur denilemez. Aksi halde inkâr, konuyu dogma haline ge tirmek anlamına gelir. "Evren nasıl oluşmuştur? Gerçek nedir?" sorularına cevap olarak birkaç tez ortaya atılmıştır. Is- pat edemediğimiz zaman dört tane olumsuzlama metodu vardır, bunlar kullanılır. Bunların birincisi, "inorganik maddeler kendi kendine evreni yapabilir mi?" sorusudur. Bunun anlaşılmıştır. İkincisi, "bütün evrende, hava, yağmur, fırtına, oksijen, azot vs. hepsi bir araya gelip, komite oluşturup evreni yönetebilirler mi?" sorusudur. Böy le bir komite olmadığına göre bu da doğru değildir. "Tabiat yaratmış olabilir mi?" Tabiat diye bir komite yoktur ve kendi kendine olması da akla çok uzaktır. "Bazı tabiat kanunlarının ve sebeplerin evreni yapmış olması mümkün mü?" Suyun kaldırma kuvveti, yerçekimi kuvveti, yağmurun yağması, birçok fizik ve kimya kanunlarının evreni yeni baştan yapma gücünün olması mümkün değildir çünkü kanunlar ölü metinlerdir. Bunların uygulanması gerekir, uygulama için de bir güç, duş irade lazımdır. Tüm bunları kendini göstermeyen bir diş irade yaratmıştır. Seçenekler içinde en makul akla en yakın ve mantıklı olanı budur. "Bu seçeneği kabul etmek Allah'ın varlığını kabul etmektir" anlayışını ateizm dogma haline getirmiştir. Bir kimse Allah'ın varlığını bu şekilde tartışmaya açabiliyorsa, inanmadığı halde otorite uygulamadan açıklamayı dinleyebiliyorsa, o kişi bilimsel olarak inanıyor demektir. Bunun karşıtı bir tavırda da "Allah'a karşı böyle bir tartışmayı nasıl yaparsınız, nasıl Allah'ın varlığını tartışmaya açarsınız" deniyorsa, bu da başka bir dogmadır. Kişi kendi fikirlerini bilimsel laboratuara koyup çözebiliyorsa dogmatik tavırdan uzak demektir. Mesela laboratuara girerken kişi kıyafetini çıkarır, beyaz önlüğünü gi yer. Bilim laboratuarında da durum böyledir, kişi kendi önyargılarını bilir, onları bir kenara koyar ve ondan sonra oturup tartışır. Yaratılış felsefesiyle ilgili olarak da, kişinin kendi inancını sorgulayabilme gücüne sahip olması gerekir. Bunu yapabiliyorsa dogma değildir. Dogmatizm, dar kafalılık, etiketleme, damgalama, kendini sorgulamaya kapatma demektir. Bu tavır bilime aykırıdır.
Sayfa 73 - Timaş Y.Kitabı okudu
·1 alıntı·
150 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.