James Watson'in ve Francis Crick'in isimleri sonsuza dek birbirine bağlanmış durumda. Crick’ten söz etmeden Watson'dan söz edemezsiniz, çünkü yaşam molekülü hakkında yaptıkları buluş gerçek bir ortak girişimdi. (Buluştan yıllar sonra, Crick kendi çalıştığı laboratuvardan birisini Watson’la tanıştırırken adam hayretle “Watson mı?” demiş. “İsminizin Watson-Crick olduğunu sanıyordum.”)
Bu hikâyenin sıradışı olmasının bir diğer nedeni de bu iki adamın öykülerinin can damarının ve yaptıkları buluşun bütün ömürlerini değil de yalnızca birkaç yılı kapsaması. O başarıdan sonra ikisi ayrı ayrı önemli işler yapmaya devam ettiler ve bir daha nadiren birlikte çalıştılar. Ama 1953'te açıkladıkları tek bir bulgu isimlerinin bilim tarihi kitabına bir daha silinmemek üzere yazılmasını sağladı. Keşfettikleri şey yaşamın moleküler haldeki sırrıydı. Onlar da yaşam bilgisini taşıyan molekül olan dezoksiribonükleik asidin, yani DNA’nın yapısını tanımlayan ilk insanlardı.
Tübitak Yayınları - I. Bölüm - İki Adamın ve Yeni Bir Bilim Dalının Hikâyesi