Gönderi

ANADOLU GENÇLİĞİNE[/color] · Anadolu gençliği! Sen kimsin, biliyor musun? Ruhunu, malını îman köküne dayadıktan sonra dünya çapında bir devlet kurmuş… Peşinden, vecd ve aşk çığırı kapanınca, ev ve hak sahipliğinden koğulmuş… Derken İran transitli Şark fesadlariyle, Makedonya transitli Garp fesadları arasında çürütülmek istenmiş… Derken, vatanın boğaz tokluğuna azat kabul etmez ırgadı haline getirilmiş…. Ruhuna, şuursuz fedâkarlık ukdesi olarak: Adı Yemendir; Gülü çemendir! Giden gelmezmiş, Acep nedendir?.. Dedirtecek kadar dâsitanî bir hayret ve dehşet havası üflenmiş… İran ve Bizans kırması İstanbul efendileri tarafından “bir sürü Etrâk-i bîidrak” diye anılmış… Nihayet topyekûn sindirilmiş, yıldırılmış, apıştırılmış; ezdirilmiş, bezdirilmiş, zaman ve mekân dışına sürülmüş… Dünyanın en şanlı taarruz devresini takip eden üç asırlık hazin müdafaa ve kahharî bozgun çığırını nihayet tam tasfiye hükmiyle idrâk etmiş… Haritadan büsbütün silineceği ve artık İslâm düşmanı emperyalist Garp Firavunları hesabına Haymana ovasını sulamaya memur edileceği anda, hâlâ kanının tortusunda yanan son varlık hummasiyle şahlanıvermiş… Millî Kurtuluş hareketini idare edenlerin, göz çıkaracak kadar ön plâna dikili şahıs bahaneleri gerisinde, göze görünmeyecek kadar arka plânda, bizzat sadece din ve devlet uğrunda bu vatanı kurtarmış… Fakat ondan sonra, bir takım şahısların yoktan var ettiği bir topluluk sıfatını giyerek maddî ve mânevî vergilerin en ağırına matrah teşkil etmiş… Maddede başkaları tarafından kurtarıldığı rivayetine karşılık, ruhta; aynı başkaları tarafından doğrudan doğruya harap edilmiş… Ve sadece rakı şişeleri, iskambil kâğıtları, verem ve firengi mikropları ve bir takım kasket şekilleri arasında yalnız bırakılmış… Üstelik, canlı cenazesinin başında tamtam dansı şivesiyle “Efendimiz sensin!” diye bağrıla bağrıla, kendisini tarihte efendi kılan bütün mukaddesat kıymetlerinin çalındığına şahit olmuş...
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.