Gönderi

İlk halifelerin şeriat uygulamaları...
İlk dört halife döneminde de toplumun ihtiyaçlarına, toplumun değişim ve gelişimine paralel bir biçimde, İslâm mesajına uygun yöntemle ortaya konan çok zengin ve değerli uygulama ve yorum örneklerine rastlanmaktadır. Mesela Kur ân'da zekât vermeyenler için bir had (ceza) tayin edilmiş değildir. Buna rağmen ilk halife Hz. Ebu Bekir, zekât vermek istemeyen kabilelere karşı, sahabenin bir kısmı muhalefet etmişse de "dine dönmelerine" yani tekrar zekât vermeyi kabul etmelerine kadar savaştı; çünkü zekât, ona göre, sadece şahsi değil toplumu doğrudan ilgilendiren bir ibadetti. Yine meselä Hz. Ömer, Allah'ın mesajının şeriat ile din arasında kesin bir ayrım yaptığının idrakinde idi. Keza Hz. Peygamber'in uygulamalarının da "şeriat'ı din'den ayrı tuttuğunu bizatihi müşahede ettiği içindir ki, Kur'an'daki birçok "şer'i" hükmü ya uygulamamış ya da uygulamayı ya değiştirmiş ya da askıya almıştır. Mesela o; ● Kur ân da hırsızlık suçu için emredilen "el kesme" işini [5. Maide. 38] kıtlık yılında uygulatmamıştır. ● Kur'an'da hazinede toplanan zekâtin harcama kalemlerinden biri olarak belirlenmiş bulunan "müellefe-ikulüb" (kalpleri Müslümanlığa ısındırılacak) kimselere verilen hisselerin dağıtımı [9. Tevbe, 60]. Hz. Ebu Bekir döneminde Hz. Ömer'in ısrarı ile durdurulmuş; kendi döneminde ise uygulamadan kaldırılmıştır. ● Hz. Ömer, Kur án-ı Kerim'in câiz gördüğü ve helal kıldığı Ehl-i Kitab'in kadınları ile evlenme ruhsatını [5.Måide, 5] Müslüman hanımların sayılarının artması ve en önemlisi Müslüman erkeklerin güzelliklerinden dolayı onlarla evlenmeyi tercih etmeleri halinde bu durumun Müslüman kadınlar için bir felaket olacağı gibi gerekçelerle yasaklamıştır. ● Keza o, ganimetlerle / fethedilen arazilerle ilgili Kur'an ayetlerini [59. Haşr, 6-8; 8. Enfal, 41, 67-69; 3. Al-i İmrân, 161] de şartları dikkate alarak uygulamamış ve kamu yararını (maslahat) gözeterek "ikta" etmiştir. Kaldı ki bu ayetler "caiz" değil, "emir" niteliğindedir. ● Yine onun, biraz önce de belirttiğimiz üzere Bizans ve Sasani tecrübelerinden yararlanarak iktisadi ve idari düzenlemelerde bulunması" ve daha nice kararı, re'sen Kur'an'ın ve Hz. Peygamber'in Sünneti'nin özüne dayalı olarak koyduğu hükümlerdir ve dinin dinamizminde mevcut sürekli değişim anlayışının örnekleridir.
Sayfa 41 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.