Gönderi

İslam'a taaruz ve tecavüzlerin en had safhaya vardığı, din ve İslam aleyhine söylenmedik bir şeyin kalmadığı, dini müesseselerin kapatıldığı, dini neşriyatın ve faaliyetlerin durdurulduğu, tarikatların ilga edildiği, Arapça öğrenme ve öğretilmesinin yasak edildiği, hususi olarak dahi din dersini vermenin men edildiği, Arapça olan ezan ve kamet okutulmasının suç mevzuu addedildiği, okuyanların mehkemelere verildiği, mahkum edildiği, birçok cami ve mescitlerin yıkıldığı, ahır veya depo yapıldığı, gayrimüslimlere kiraya verildiği, pek çok din adamının çeşitli bahanelerle darağaçlarında sallandırıldığı, pek çok dini eser ve hususen Kuranların ateşe verildiği, yakıldığı ve bizzarure herkesin tam siper yaptığı, ve uzun yıllar değil dini mevize verecek hoca, cenaze yıkayacak kimse dahi bulmanın mümkün olmadığı ve etrafı bir ölüm sessizliğinin kapladığı, dini ve imani susuzluğun bağırları yakıp kavurduğu sırada sadece Bediüzzaman Said Nursi tek kişi olarak Kur'anın sönmez ve söndürülmez bir nur olduğunu kainata gök gürültüsü gibi bir sesle haykırmış...
Sayfa 225 - Avukat Bekir BerkKitabı okudu
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.