Gönderi

Yeryüzünün ilk zamanlarındaki suyu için başka bir sorun şudur; genç Güneşin enerji verimi, muhtemelen bugünkünün yüzde 70'i kadardı. Güneşin başlangıçtaki düşük parlaklığıyla, bir başka açıklama olmaksızın, oluşmuş olan su bile sıvı evrede olamazdı: "Soluk Güneş İkilemi" olarak bilinen bir çıkmazdır bu. Bununla birlikte, genç Yeryüzü de aşağıdaki şekillerde üretmişti: Çökerken kütleçekim enerjisi salarak, volkanik etkinliklerle, atmosfer içine giren göktaşlarından şoklarla, o zaman daha yakın olan Ay tarafından gelgit ısıtmasıyla ve Yeryüzünün içindeki kararsız izotopların bozunmasından gelen radyoaktiviteyle. Bunlardan herhangi biri Yeryüzünü tek başına Güneş ışınımından daha fazla ısıtmış olabilirdi. Büyük olasılıkla, bugün gezegeni ısıtmaya yardım eden sera gazları, o zaman da en önemli rolü oynamıştı. Atmosferde karbondioksit gibi sera gazları Güneş ışınlarının bir kısmına etkir: Işınlar esas olarak görünür dalga boylarında Yeryüzüne çarpar, atmosferde soğurulurlar ve kızılaltında geri ışırlar. Sera gazları Yeryüzünün beklenen erken sıcaklıktan daha fazla ısınmasını tam olarak açıklasa da açıklamasa da, sıvı haldeki okyanusların Yeryüzünün ilk zamanlarında var oldukları apaçıktı. Dolayısıyla yukarıdaki çözümlerin biri ya da birkaçı bir rol oynamış olmalıydı.
Sayfa 237Kitabı okudu
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.