Kılavuzun Pusulası - O. YILMAZ /Rüyaların izinde bir yolculuk!
Kayıp bir kitap!
Kitâb u Cevâhirü'n-Nahv fi Lugâti-t Türk.
Ve bu kitabın peşinde bambaşka dünyalardan gelerek buluşan hayatlar...
Hiç rüyalarınızın peşinden gittiğiniz oldu mu?
Öyle "hayaller" anlamında demiyorum. Gece uykunuzda gördüğünüz ve uyanınca peşine düştüğünüz rüyalar...
O rüyalar sizi bir girdaba düşürdü mü hiç?
Lisans eğitimi için İstanbul'dan sakin bir Anadolu şehrine gelen Orkun,
Araştırma Görevlisi, hayatını kardeşini bulmaya adayan Tomris,
Eğitimini rüyasının üzerine kuran Faysal
Ve hepsinin ortak paydası: gördükleri rüyalar...
Bu rüyalar onları öyle yerlere sürüklüyor ki kendinizi onların ardından giderken buluyorsunuz. Hatta öyle ki artlarından gitmek değil adeta onların kendisi oluyor, o zorlu yolculuğu bizzat kendiniz yapıyorsunuz.
"Doğru insan, doğru zaman ve doğru kitap..." (s. 70)
Hayallerle gerçeklerin birbiri içine girdiği, her kahramanın ve her mekanın ayrı bir gizeminin olduğu; aşk, ihanet, dostluk üçgeninde Kaşgarlı Mahmut'un eserinin izinde bir yolculuk...
Bu yolculukta kahramanların yaralarıyla kanayacak, onlarla çocukluğunuza gidecek, geçmiş günlerinize özlem duyacak, kendi yaralarınıza bakıp ne çok ortak yaranız olduğunu göreceksiniz.
Hatta şunu da fark etmişsinizdir: Benzer rüyalar kadar benzer yaralar da yaklaştırır insanları birbirlerine.
Ne diyor 
Ece Temelkuran: İnsan yarasına denk düşeni sever ancak.
Lev Tolstoy'a atfedilen bir söz var: “Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.”
Şehre gelen yabancı Orkun...
Onda o kadar kendimizi buluyoruz ki şehrin yabancısı ama bizden biri...
Üniversite yıllarımızı düşündüğümüzde belki de biz:
Yarım kalan aşklar,
Uğranılan ihanetler,
Sırtımızda dost izleri,
Hayata tutunabildiğimiz ve yaralarımızın yarasına denk olduğu insanlar...
Ve belki de peşimizi bırakmayan ürkütücü rüyalar...
"Mavinin her tonuna razıyım da sen tonu bir başka oluyor." (s. 29)
Mavinin sen tonu...
Bir edebiyat öğretmeni tarafından kaleme alınmış eser.
Farklı hayatlar, zamanlar ve mekanlar arasında geçiş, kahraman tahlilleri oldukça başarılı olarak işlenmiş. Olaya kendinizi kaptırdığınız anda sayfaların nasıl değiştiğini dahi fark etmeden eseri bitiriyorsunuz.
Toros,
Neşet Ertaş,
Yıpranmış kitap sayfaları,
Antikacı
Ve yıllar öncesinden gelen el yazması bir eser...
Göze, kulağa, kalbe ne kadar hoş geliyor değil mi?
Ben sevdim.
Siz de hoşunuza gideceğini düşünüyorsanız Kılavuzun Pusulasının peşinden gidebilirsiniz.
··
1 artı 1'leme
·4.598 görüntüleme
Mikail Hocam çok güzel ve ayrıntılı analizlerin olduğu harika bir inceleme yazmışsınız tebrik ve teşekkür ederim 👏🏻🍀😊
Teşekkür ediyorum, kaleminize sağlık. 👏
1 sonraki yanıtı göster
Kaleminize sağlık 🙏🏼 Listeye alındı
Hocam beni kitabın giriş kısmında ki İstanbul tasviri ve betimlemeler kitabı okumam konusunda ne kadar doğru bir tercih yaptığımı ispatlar nitelikteydi. Sonrasında güzel bir kurgu ve yazım beni bekliyordu. Yorumunuzdan anladığım siz de beğenmişsiniz. Sizinle aynı kitapta aynı fikirde olmak harika bir duygu
Hemfikirim. Buna çok sevindim. Nice kitaplarda buluşmak temennisiyle...
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.