Gönderi

152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Asılacak Kadın
#Yasaklıkitapların gündem olduğu şu günlerde ben de vaktinde yasaklanan bir kitabı yeniden okuyarak hepimizin bildiği gibi yasaklanmak istenenin kitaplar değil de fikirler olduğunu bir kez daha anlamış oldum. Yazarımız #PınarKür ‘ü yasaklı kitapların kadını olarak anmak yanlış olmaz sanırım çünkü #AsılacakKadın dışında iki kitabı daha (Yarın Yarın, Bitmeyen Aşk) vaktinde yasaklanıyor. İlk basımı 1979 yolunda yapılan kitap “halkın ar duygularını incittiği” gerekçesiyle yasaklandığı 1985 yılına kadar birçok kez basılıyor ve yasaklandıktan sonra iki yıldan fazla süren bir dava süreci sonunda yazarının ve yayıncısının (#ErdalÖz) beraat etmesiyle tekrar basılıyor. Öyle bir yasak sevdası ki 1986 yılında #BaşarSabuncu ‘nun senaryolaştırıp yönettiği aynı adlı film de sansüre uğruyor. Bu yasaklı kitabın konusu gerçek kişi ve olaylardan alınıyor! #PınarKür bir gün bir gazetede idam edilmiş bir kadının fotoğrafını görüyor ve teyzesi #HalideNusretZorlutuna dan asılmış kadının hikâyesini dinliyor ve bu hikâyeyi seneler sonra isim ve mekan gibi ögelerde değişiklik yaparak romanlaştırıyor. Kitap bir gazetedeki cinayet haberiyle başlayıp 3 ana bölümle devam ediyor. Bu cinayetin etrafında şekillenen olayların kahramanları Melek ve Yalçın ama yan karakterler de çok baskın. Kitabın ilk bölümü cinayete adalet kürsüsünden bakıyor ve Melek ile Yalçın’ı yargılayan mahkemenin hakimi Faik İrfan Elverir’in bilinç akışına bizi davet ediyor. Çocukken çektiği yoksulluğun ve taşıdığı kokunun kompleksinden kurtulamayan, eşine karşı şüpheleri yüzünden bütün kadınları #AsılacakKadın olarak gören, kadından hakim olamaz gibi düşüncelere sahip Faik İrfan Elverir’in gözünde Melek kocasının gözü önünde ahlaksız ilişkiler yaşayıp bir de aşığına kocasını öldürten bir caniyken Yalçın, Melek tarafından aşkı kullanılarak cinayete azmettirilmiş bir gençtir. Diğer yandan Melek’in kocası Hüsrev ise cinayet kurbanı zavallı bir yaşlı adamdır ki zaten İrfan Elverir kararını da bunlara göre vermiş, Melek’in suskunluğunu da suçu kabul olarak değerlendirip kalemini kırmıştır. Kitabın ikinci bölümünde ise Melek’in zihni karşılar bizi. Melek öz annesi ve üvey babası tarafından para karşılığı, hasta annesine bakması için Hüsrev Bey’e satılmıştır ve bir daha da paraya zam istemek dışında Melek ile ilgili hiçbir şey hayatlarında var olmamıştır. Melek küçüklüğünden beri hep susturulmuş, itilip kakılmış, kenarda bırakılmış, kabul etmek ve susmaktan başka bir şey beklenmemiş bir kızdır. Yaşlı kadın öldükten sonra Hüsrev’in acayip isteklerine de bu kabul ediş ve suskunlukla boyun eğmiştir fakat Hüsrev eski karısı tarafından aldatılmanın intikamını Melek’i onun yerine koyarak almak isteyip bir de nikah yapınca işin rengi değişmiştir. Melek artık ‘kocasının’ gözünün önünde ‘kocasının’ zorlamasıyla hiç tanımadığı erkeklerce istismara uğrayan ama yine susan hep susan, içinden konuşup anlamaya çalışan ama korkan, kurtuluşunun da olmadığına inanan ve boyun eğmekten başka yapacak bir şeyi olmayan bir kadındır. Yalçın ise evin kalfasının oğludur ve okul dönüşü Melek’i görünce aşık olur ancak evde bir gariplik olduğunun farkındadır ve şüphesinin peşine düşerek her şeyi öğrenir. İşte Yalçın da bize mektup olarak kurgulanmış üçüncü bölümde olan bitene kendi cephesinden baktırır. Yalçın Melek’in başına gelenleri öğrendikten sonra kendisi de Melek ile birlikte olur ve Melek’i kurtarmanın yolunu arar, bunu Melek’e de söyler ancak Melek yine susar. Bir gece Yalçın Hüsrev’i öldürüp gömer, Melek de hepsine şahittir ama yine susmuştur. Yakalanıp mahkemeye çıkarıldıklarında ise Yalçın suçu kabul etmiştir ancak inanılmamıştır çünkü o genç bir adamdır ve mutlaka Melek onu azmettirmiştir. Üstelik mahkemede Melek ile birlikte olan erkekler de şahitlik etmiş ve ne yaşandıysa olduğu gibi anlatmışlardır ama bir kadınla kocasının gözü önünde birlikte olmaktan pişmanlardır ama zaten Melek de üzerindeki kıyafetlere bakınca (Hüsrev’in eski karısına ait olup da zorla giydirdiği) her şeyi kendi isteğiyle yaşamıştır. Mahkemede suç, suçlu, mağdur ve masum gayet açıktır ancak Melek asılacak kadındır çünkü asılmazsa daha ne ahlaksızlıklar yapacaktır. İşte kitap yazıldığı dönemden günümüze kadar çeşitli nedenlerle çoğumuzu asılacak kadın olarak gören toplumun aslında ne kadar ikiyüzlü olduğunu sert ve açık bir dille anlatırken bir olayın her zaman göründüğü gibi olmadığını ve taraflara göre hükmünün değişebileceğini göstermiştir. #PınarKür okumadıysanız tanışmak için iyi bir başlangıç olabilir. Kitapların yasaklanmadığı, kadınların ‘asılmadığı’ günlere…
Asılacak Kadın
Asılacak KadınPınar Kür · Can Yayınları · 20184,947 okunma
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.