Hikayemiz toprağın en derinliklerinde, ellerinde kazmalar, yüzlerinde kömürün karası, gözlerinde yarının ışığı ve umuduyla yaşayanların hikayesi.
Ellerindeki kazmaları karın tokluğuna durmadan sallayan kahramanlarımız gün geçtikçe düşen fiyatlardan dolayı artık karınlarını da doyuramaz olunca ufaktan bir isyan başlar. Diğerlerine göre biraz daha okumuş geçirmiş olan bir karakterin önderliğiyle grev başlar.
İş verenin yalakaları, isyan eden işçilere "çıkar bakayım telefonunu" der. "Ben bile bu telefonu kullanmıyorum" der. İşverenin eşi sarayından işçilere seslenir "arkadaşlar bu zor günleri aşmak için porsiyonlarınızı küçültün sorun çözülsün" der. Grevi kırmak için komşu ülkeden getirilen işçilere verilen tepkileri, madenin müdürü, "onları ülkelerine geri yollarsak Allah bizi yakar." diyerek savundu. Madenin çökmesiyle ölen ve yaralananların olduğunu duyan patron IBAN paylaşıp para ister işçilerinden. Patronun din tüccarları der ki; "emekçi kardeşlerim bu dünya da sefalet çektiğiniz için isyan etmeyin. Diğer dünyada en zengin siz olacaksınız." Aynı din tüccarları "seccadeye basmak günahtır ama mülakattan dolayı atanamayan öğretmenlerin hakkını yemek helaldir" der.
Ve büyük patron bin odalı sarayından çıkıp;
"Unut dedi romanları,
İşçisin sen işçi kal, giy dedi tulumları "
Şaka şaka absürt komedi yazacak değil ya koskoca ÉMILE ZOLA. Benim hayal dünyam geniş daha çok şey saçmalardım da abartmayayım dedim. Hikayenin bir distopyada geçtiğini zannetmeyin diye.
Kitap açlığın insanlar üzerinde ki etkisini gözler önüne seriyor. Öyle sıradan bir açlık değil bu. Bir anneye açlıktan dolayı ölen çocuğu için "keşke diğer çocuklarım da senin kadar şanslı olsalardı" dedirten türden... Açlığın insanların psikolojisini nasıl etkilediğini, nasıl değiştirdiğini, bu durumda ne kadar acımasız olabileceğini gözler önüne seriyor. Bir tarafta kin, öfke, nefret, sefalet, ölen çocuklar var diğer bir yanda, başkalarının emeğiyle lüks içinde yaşayıp, ezmeyi, sömürmeyi kendilerine hak bilenlerler. Kitapda sayfalar ilerledikçe insanın nefesi kesiliyor. Bu kadarını da yapmasınlar dedikten bir kaç sayfa sonra daha da beterini yapmalıydılar diyorsunuz.
Herkesin okuma listesine mutlaka alması gereken bir kitap. Keyifli okumalar.