Gönderi

469 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Küba ve Latin Amerika edebiyatının önemli eserlerinden biri kabul edilen Kapanda Üç Kaplan, tanımlaması çok zor, bir kalıba koyması pek mümkün olmayan, sıradışı, renkli ve çoksesli bir postmodern roman. Tek cümleyle, çok kabataslak özetleyecek olursak, Küba Devrimi’nin hemen öncesinde, Batista döneminde bir grup arkadaşın eğlence hayatını anlatıyor diyebiliriz. Yazar Infante okuru, dans ve müzik dolu Havana gecelerinde bir yolculuğa çıkarıyor adeta; fotoğrafçı Codac, aktör Arsenio Cue, gazeteci-yazar Silvestre ve müzisyen Eribo eşliğinde dönemin Küba’sında kayboluyoruz. Biçimsel açıdan çok özgün bir metin Kapanda Üç Kaplan, okuduğum başka hiçbir romana benzemiyor, ki zaten yazarın esas amacı da bu. Ahlaki bir mesaj verme, siyasi bir panorama çizme gibi bir kaygısı olmayan Infante, sanki okura estetik bir oyun labirentinde kaybolmayı vadediyor. Kitap zaten sanki tüm kurgu bir şovmuş gibi, Havana’nın ünlü gece kulüplerinden birinde bir gösteri gibi açılıyor. Sonrasında beş farklı karakterin karışık bir sırada verilen monologlarıyla devam ediyor. İlk başlarda farklı zihinlere girip çıkmaktan keyif alarak ilerlemekle beraber, karakterlerin seslerini ayırt edebilme ve netleştirebilme umuduyla okuyorsunuz. Ancak ilerledikçe Infante aksine vites arttırıyor ve farklı anlatıcıların yanı sıra farklı anlatım biçimleri de devreye giriyor. Bir bölümde, Küba’ya turist olarak gelen bir çiftin ziyareti farklı perspektiflerden aktarılıyor mesela. Bir sonrakinde Troçki’nin ölümünü -Carpentier dışında hiçbirini tanımadığım- farklı Kübalı yazarların kaleminden okuyoruz. Kitabın ikinci yarısı ise neredeyse tamamen, bu arkadaş grubunun birkaç gece başlarından geçenlerle sohbetlerinden oluşuyor ama bunlar da aşina olduğumuz klasik ya da düz bir anlatımla değil, okurken beyin kıvrımlarınızı hissettiğiniz, göndermeler ve dil oyunlarıyla dolu bir anlatımla sunuluyor. Romanın bir diğer karakteristik özelliği de tam bir dil ustası olan Infante’nin kelime oyunları. Çeviri hakikaten çok özenli olmasına rağmen başka bir dilde biz bu linguistik oyunların ne kadarını anlayabiliyoruzdur ya da mizah anlayışımızda ne kadarının karşılığı vardır bilemiyorum ancak yazarın hayal gücüne de yaratıcılığı ve dile hakimiyetine de hayran olmamak elde değil. Keza Kübalı yazarların anlatımıyla ilerleyen bölümde de Infante’nin yazarların kendilerine has özellikleriyle oyun oynadığını hissetsem de o yazarlara aşina olsam daha çok keyif alacağımı da düşündüm. Hayranlık duyulacak, engin bir kültür birikimine sahip yazar, birçok kitaba, yazara, filme ve şarkıya da göndermede bulunmuş (hatta kitabın adı da bir tekerlemeden geliyor); hepsini yakalayabildiğimi düşünmüyorum ama anladıklarımdan çok zevk aldım. Gerek farklı anlatıcılar ve anlatım biçimleriyle ilerlemesi gerekse kelime oyunları nedeniyle dikkat ve sabır isteyen ve biraz da yoran bir kitap. İlk yarısından çok keyif aldığımı, ikinci yarıda biraz yorulduğumu ve sonlara doğru ilgimin dağıldığını söylemeliyim ama çok özel bir eser okumanın verdiği edebi haz buna değiyor, okuduğuma çok memnunum. Böyle önemli ve özgün bir eserin baskısının olmaması üzücü. Can Yayınları’nın yayın programında yer alıyormuş, umarım çok beklemeyiz ve Kapanda Üç Kaplan daha çok okura ulaşır bu kez.
Kapanda Üç Kaplan
Kapanda Üç KaplanGuillermo Cabrera Infante · Ayrıntı Yayınları · 199122 okunma
·
1.168 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.