Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

227 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ölümlerine yakın sevilir babalar!
“Babalar alnımıza yazılan yalnızlıklardır” (H.Ali Topbaş). Franz Kafka’nın “
Babaya Mektup
Babaya Mektup
”unu okurken yalnızca dünya edebiyatında değil, bizim edebiyatımızda da baba oğul ilişkisini anlatan birçok hikâyenin ve romanın olduğunu fark ettim. Nitekim Oğuz Atay’ın “Korkuyu Beklerken”deki “Babama Mektup”undan Orhan Kemal’in “Eskici ve Oğulları”na; Yusuf Atılgan'ın "Aylak Adam"ından Orhan Pamuk’un “Babamın Bavulu”'na ve H. Ali Topbaş’ın “Kuşlar Yasına Gider”ine kadar bir okuma listesi yapmak mümkün. O eserlerden birinin de son dönemde şiirleri, hikâye ve romanlarıyla kendinden sıkça söz ettirmeyi başarmış olan Kemal Varol’un “
Aşıklar Bayramı
Aşıklar Bayramı
” adlı kitabının olduğunu söyleyebilirim. • • • “Âşıklar Bayramı”, yirmi beş yıl babasından ayrı kalmış Avukat Yusuf ile onu arayıp sormayan babası saz aşığı Heves Ali’nin hikâyesini konu alıyor. Bu hikâye, Heves Ali’nin yirmi beş yıl aradan sonra oğlunun kapısını çalmasıyla başlıyor. Bu karşılaşmayı Avukat Yusuf romanda şöyle anlatılıyor: “Babam, tamı tamına yirmi beş yıl sonra, bir elinde yıllanmış üç telli bağlaması diğer elinde ahşap bavulu kapımın önünde diz çökmüş, gece vakti aniden ortaya çıkmış mahcup bir konuk veya geçip giden zamandan borcunu mahsup etmeye gelmiş eski bir alacaklı gibi öylece beni bekliyordu” (s.18). • • • Düşünün hayatta bir babanız var ve sizi yirmi beş yıl arayıp sormamış. Siz de bu arada yatılı okullarda eğitim görmüş, kıt kanaat imkânlarla İstanbul gibi devasa bir şehirde uçurumun kenarlarında dolaşmış, hep kendinize tutunacak bir dal, yaslanacak bir omuz, sırtınızı sıvazlayacak bir el aramışsınız. Yalnızlığın ve kimsesizliğin kuytu köşelerinde yüreğinizde oluşan boşluğa rağmen okulunuzu bitirmeyi başarmışsınız. Diyarbakır gibi birçok kültür ve medeniyete beşiklik etmiş bir şehirde avukat olarak yaşama tutunmuş ve kırk yaşına gelmişsiniz. Haliyle bu geçip giden yıllar ve yoğun iş temposu içerisinde ruhunuzda taşıdığınız yaralar kabuk bağlamaya başlamış. Tam da böyle bir zamanda küçücük bir yaşta bir ömür boyu sizi terk ettiğini düşündüğünüz babanız kapınızı çalıyor. Siz olsanız ne yapardınız? İlk tepkiniz ne olurdu? Hangi soruları ona sormak isterdiniz? • • • İşte Kemal Varol, tüm akla gelen bu soruların cevabını sizi üç gün süren bir yolculuğa çıkararak anlatıyor. Diyarbakır’dan başlayıp Elâzığ, Bingöl, Erzurum ve Kars’a kadar uzanan bir yolculuk bu. Bu öyle bir yolculuk ki içinde farklı kültürlerin deyimleri ve türkülerini, gelenek ve göreneklerini içinde barındırıyor. Bazen kıvrılarak, bazen de bir dağ başına tırmanarak yol alırken farklı iklimlerin ve farklı coğrafyaların insanları, yemekleri, kokuları, hastaneleri ve şehirleriyle tanışıyorsunuz. Kars’taki Âşıklar Bayramı’na yetişmek amacıyla sürdürülen bu yolculuk bir yandan dış dünyada durmalar, kalkmalar ve ziyaretler şeklinde akıyor, bir yandan da Avukat Yusuf’un babasıyla hesaplaşması bağlamında geçmişi ve bugünü arasında bir iç yolculuğa doğru evriliyor. Yusuf’un içsel yolculuğunda yaşadığı kırgınlık ve kızgınlıklar zaman zaman boğazında düğümlenen sözcüklere, zaman zaman da acıma ve suçluluk duygusuna dönüşüyor. • • • Doğrusu Kemal Varol, ilk başlarda çekilmez gibi gelen bu uzun yolculuğu, kahramanlarının aşklarına ait hikâyeleriyle, mektuplarıyla, türküler ve âşıklık geleneğinin ritüelleriyle zenginleştirerek cazip hale getiriyor. Oğulun babaya sorduğu sorular, gelgitleri, babanın suskunlukları, sır ilişkileri, uğranılan şehirlerde alınan helallikler merak duygunuzu sürekli canlı tutuyor. Nitekim bu yolculukta sona yaklaştıkça çözülen her bir düğümde Heves Ali’ye bir yandan kızıyor bir yandan da üzülüyorsunuz. Oğlunun yaşadığı duygular ve mektuplarında dile getirdiği “üzgünüm, unutmadım, affet” sözleri karşısında kalbiniz acıyor ve ruhunuz daralıyor. Tüm bunların yanında edebiyata şiirle başlayan Kemal Varol’un masalsı ve şiirsel anlatımı sizi alıp götürüyor ta uzaklara. İster istemez kendi babanızla yaşadığınız çocukluk anılarınıza gidip geliyorsunuz hiç durmadan. • • • Özcesi, Kafka’da babanın varlığı, tutum ve davranışları onun üzerinde müthiş bir baskı oluşturarak kalbini ve ruhunu yaralamış. Avukat Yusuf da ise babanın yokluğu çok büyük bir boşluk oluşturarak onun kalbini ve ruhunu yaralıyor. Bu itibarla âşıklık geleneği üzerinden Anadolu kültürünün derinliklerinde dolaştığım, Avukat Yusuf’un yaşadıkları üzerinden de bir baba oğul yüzleşmesine, hüzne, içsel sorgulamalara, aşklara, yarım kalmışlıklara ve bir insandaki af dileme duygusunun yüceliğine şahit olduğum “
Aşıklar Bayramı
Aşıklar Bayramı
”; mektupları, şiirleri, deyişleri ve türküleriyle dopdolu bir eser. O nedenle okurken bir su gibi akıp giden, dili sade, üslubu nahif, okudukça insanda merak duygusu uyandıran, her bir bölümünde yeni türküler keşfettiğim bu güzel eseri tüm okurlara içtenlikle öneriyorum. Kitabı okuyup bitirdiğinde bazı konuların askıda kaldığını ve tamamlanmadığını düşünen okurlara ise bu kitaptan hemen sonra “
Babamın Bağlaması
Babamın Bağlaması
”nı okumalarını, romandan uyarlanan Netflix’deki filmini ise kitabı okuduktan sonra izlemelerini tavsiye ediyorum.¹ İncelememe Âşık Veysel’in “Uzun İnce Bir Yoldayım” türküsü² ve kitabın ruhunu yansıttığını düşündüğüm Kemal Varol’un “Küfran” şiirindeki; “artık buruşuk bir çarşaf gibi dağılan  yüzüne bakınca duydum ancak:  anneler erken  ölümlerine yakın sevilir babalar”³ dizeleriyle son verirken…   Sağlıklı ve kitap dolu günler dilerim!      -------------------------------------------------------- ¹ youtu.be/H6SM2A0UkGc. ² youtu.be/kylN0EbXlLY. ³ antoloji.com/kufran-siiri.
Aşıklar Bayramı
Aşıklar BayramıKemal Varol · İletişim Yayınları · 20192,886 okunma
··
3.241 görüntüleme
Gizemli okur okurunun profil resmi
Babalar Can'dır, Varlıkları daim olsun.. 🤲🕊️🌹
nalkan okurunun profil resmi
Gerçekten de öyle.👍🙏📚 Bu vesileyle Nazım Usta'nın "Babam" şiirini buraya bırakıyorum: Baba ! Her yılbaşında Sana söyleyecek bir tek Sözüm var ! ‘Seni ne kadar çok seversem’ O kadar Çok olsun ömrümden geçen yıllar…’ Baba ! Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım Ne zulüm, ne ölüm, ne korku Başımı eğmez ! Yalnız senin elini öpmek için Eğilir başım Babam, ağabeyim, kardeşim Arkadaşım …. Nazım HİKMET
Bu yorum görüntülenemiyor
Esra K. okurunun profil resmi
Konu baba, bir şairin kaleminden, türkülerin de eşlik ettiği çocukluk yıllarının baba kısmı esirgenmiş artık bir yetişkinle, babalığından yoksun bırakan yıllar sonra evladının kapısına gelen bir baba... Karşılıklı duygu çarpışmalarının çok güçlü olduğu kesin. Hikayenin derinliğini incelemenizle çok güzel ifade etmişsiniz. Merak uyandırdı, bu hikayeleri okumaya kendimizi hazır da hissetmek lazım sanırım. Emeğiniz ve paylaşımınız için çok teşekkürler. İyi okumalar diliyorum. 🙏📖💫🕊
nalkan okurunun profil resmi
Evet, bu tür kitapları okumak için bir zihinsel hazırlık süreci gerekebilir.👍 Katkınız için çok teşekkür ederim.🙏 Size de keyifli okumalar.📚🎈
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.