«–Bulamayacağımı ben de biliyorum. Ama, yine de aramaktan zevk alıyorum!»”
.
....arayışlar, böyle bir çırpınış haline dönüştüğü ân, arananın bulunacağı ândır. Aksi halde, yâni çırpınıştan uzak kalan bilgi ve arayıştan hiçbir semere alınamaz .
Aşk, çırpınışla başlar. Hayat okyanusunu aşıp vuslata erebilmek, hep bu aşk ve vecd çırpınışlarının feyizli ve bereketli zemininde gerçekleşir. Çırpınmayan tembel ve paslı yürekler , sînede yük oldukları gibi, hayat okyanusunun girdaplarında da
bir yük hâline gelirler. netîcede boğularak helâk olurlar.
Kalp, deryalara benzer. Balığın hayâtiyeti deryada yaşamasına ve deryanın nimetleriyle gıdalanmasına bağlıdır. Balık deryadan çıkarsa biter ve ölür.
Kalb de zikir,aşk ve muhabbetten mahrumkalırsa deryadan çıkan balığa döner . Gâfilleşir. Nefsinin pençesinde perişan olur. İlâhî azamet ve hikmet tecellileri karşısında alık ve abus hâle dönüşür.
Arayış, kişinin kendisini bulmaya çalışmasıdır. Tabiatı keşfeden, kendisini bulur. Yer yüzünde var olan her şeyin Rabb'in cemâli olduğunu bilen, huzuru bulur.
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.