Ortaçağ'a kadar tipla büyüyü birbirinden ayırmak çok zordu. Tedaviler şifalı bitkilerle yapılıyor ya da dört suyukla odaklanıyordu (bu arasındaki uyumsuzluğu düzeltmeye da hacamat gibi uygulamalara yol açıyordu). Chaucer'ın dördüncü yüzyıl sonunda yazdığı Canterbury Hikâyeleri'nden de görüleceği üzere, doktorlar astrolojiye de sık sık başvuruyordu:
Bir de HEKİM vardı bizimle sahi,
İlaçlar konusunda olsun, cerrahi
Alanında olsun ya da,
Onun kadar derin hekim yoktu dünyada.
Astrolojiye dayanırdı bilgisinin temeli,
Yakın gözlem altında tutardı hastasını günün belli Saatlerinde.*
Şiirin devamında doktorun büyücülük ve tıp üzerine çalışmalarıyla bilinen Arap âlimler İbn-i Rüşd ve Râzî'yi (Ebubekir Muhammed
bin Zekeriya) sular seller gibi bildiği belirtilir.