Hal böyleyken, ne diye Tanzimat sonrası edebiyatımız cinsel konularda anlaşılmaz bir auto-censure içine girmiş, Karacaoğlan ve Nedim bu ülkede yaşamamış gibi, acaba ne diye bütün cinsel konularda elimiz ayağımız ve en kötüsü dilimiz bağlanmıştı? Batı'nın 19. yüzyılda ancak uyanıp kurtulmaya çalıştığı sahte erdemliliğe biz
mi sahip çıkıyorduk yoksa?