Gönderi

Ah, şu varolma duygusu kıvrılan bir yılan gibi ve onu sürdüren benim, yavaşça... Düşünmeyi durdurabilseydim! Çabalıyorum, başarıyorum: Kafamın içi dumanla doluyor gibi... işte yeniden başladı: "Duman... düşünmemek... Düşünmek istemiyorum. Düşünmek istemediğimi düşünüyorum. Düşünmek istemediğimi düşünmemem gerek." Bitmek bilmeyecek mi bu? Düşüncem, ben'den başka bir şey değil: Bu yüzden duramıyorum. Düşündüğüm için var oluyorum... ve düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi. Şu anda bile var olmaktaysam -ki korkunç- bunun nedeni var olmaktan korkmamdır. Özlediğim hiçlikten kendimi çekip alan benim. Nefret ya da var olma tiksintisi, kendimi var etme, varoluşun içine oturtma biçimlerinden başka şey değil. Düşünceler, büyük bir baş dönmesi gibi ardımda doğuyor, başımın arkasında doğduklarını hissediyorum... Karşı durmazsam, önüme geçiyorlar, gözlerimin arasına geliyorlar. Çoğu kere karşı koyamıyorum, düşünce büyüdükçe büyüyor ve birden sınırsızlaşarak, tepeden tırnağa dolduruyor beni, var oluşumu yeniliyor.
Sayfa 149Kitabı okudu
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.