Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

124 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
İnsanoğlu bir sırdır!
“Aşk kuşu bir yalımdır. Dokunduğu yüreği yalım eder” (s.98). Medeniyet ve kültürlerin beşiği olan Anadolu’nun yetiştirdiği dünyaya mal olmuş en büyük yazarlarımızdan biri de
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
’dir. O, yokluklardan gelerek toplumumuzun vicdanı ve kültürlerin deniz feneri olmayı başarmış büyük bir ses ve büyük bir nefestir. Nitekim o, Anadolu’nun efsanelerinden, masallarından, ağıtlarından, şiirlerinden ve türkülerinden ilhamını alıyor ve Homeros’un, Yunus Emre’nin, Karacaoğlan’ın, Dadaloğlu’nun, Cervantes’in ve Çehov’un yolundan yürüyerek eserlerini üretiyor.¹ Bugün o, kırk ayrı dile çevrilen bu eserleriyle tüm dünyayı aydınlatmaya devam ediyor. • • • Onun kaleminin gücünü ve ustalığını diğer tüm eserlerinde olduğu gibi “
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı Efsanesi
”nde de gördüğümü belirtmeliyim. Eserin hikâyesi Ağrıdağı’nda yaşayan Ahmet’in evinin önüne çok zengin ve itibarlı birine ait olduğu anlaşılan göz alıcı muhteşem bir atın gelmesiyle başlıyor. Atı üç kez kapısından uzaklaştırmasına rağmen tekrar gelmesi üzerine Ahmet, töre gereği her şeyi göze alarak onu sahipleniyor. Atın sahibi Mahmut Han’ın bütün töreyi ve geleneği hiçe sayarak atı istemesi ve sonrasında yaşananlarla hikâye farklı bir olay örgüsüyle devam ediyor. • • • Gerçekten de Yaşar Kemal, efsaneyle kurguyu öyle ustalıkla harmanlamış ki bir geleneğin penceresinden bir aşkın serüvenine doğru yolculuğa çıkarıyor bizleri. Öyle ki kitabı okurken bir yandan Ağrıdağı’nın eteklerinde ve Küp Gölü’nün etrafında dolaşıyor, bir yandan da bir çoban kavalının çıkardığı nağmelerden bir demirci ustasının sazının tellerindeki yanık türkülere gidip geliyorsunuz. Mahmut paşanın hırsı ve acımasızlığı karşısında Ahmet ve Gülbahar’ın aşkının nasıl sonuçlanacağını düşünürken hikâyenin içinde kayboluyorsunuz. • • • Yaşar Kemal’in öylesine eşsiz bir dili ve üslubu var ki bu etkili hikâyenin büyüsü sizi adeta esareti altına alıyor. O nedenle okurken satırlar bir su gibi akıyor. Sevgiye ve aşka sahip çıkan bir toplumun gözünü öfke ve hırs bürümüş bir otorite karşısındaki gücünü gördüğünüzde hayretten hayrete düşüyorsunuz. Halkın istemesi, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi durumunda aşkın ve sevginin öfke ve acımasızlık karşısında nasıl galip gelebileceğine şahit oluyorsunuz. Tüm bunların yanında sütün içine düşen siyah bir kıl gibi aşkın içine düşen bir şüphenin onu ne hallere düşürebileceğini görüyorsunuz. • • • Özcesi “
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı Efsanesi
” üstünde yaşadığımız toprakların töresini, geleneklerini, yaşam felsefesini, toplum psikolojisini, bir toplumdaki önderlerin gücünü ve muhteşem doğasını anlatan etkileyici bir eser. Bu kadar mı? Elbette bu kadar değil. Aynı zamanda sevgiyle birlik ve beraberliğin karşısında hiçbir gücün duramayacağını bizlere fısıldayan adı gibi efsane bir eser. Bu itibarla dili bir su gibi akan bu masalsı romanı tüm kitap dostlarına içtenlikle öneriyorum. İncelememe, romanın en çok sevdiğim alıntısındaki “Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğuşuna, batışına, ölüme, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler. Karanlığa, ışığa, her şeye, her şeye akıl erdirecekler, tek insanoğluna güç yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar” (s.13) sözleriyle son verirken tüm kitap dostlarına… Sağlıklı ve kitap dolu günler diliyorum!   ------------------------------------------------------------ ¹Yaşar Kemal'i biraz olsun tanımak için Zülfü Livaneli'nin onunla yaptığı bu programı mutlaka izlemenizi öneririm. youtu.be/nhn12wOVaKo  
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227,1bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
4.960 görüntüleme
Hakan okurunun profil resmi
Yine her zaman olduğu gibi dolu dolu bir inceleme olmuş hocam. Elinize sağlık. Bu kitabı her okuduğumda zihnimde bambaşka bir iz,dimağımda eşsiz bir lezzet bıraktı. Böyle hissetmeme sebep belki de efsanenin geçtiği yöreyi ,doğayı,gelenekleri bilmemin payı vardı. Giriş kısmında Yaşar Kemal küp gölünü anlatırken kelimelerle resim çizer. Kendinizi kavalcıların sofrasında bulursunuz. Dağ taş her şey dile gelir. Şunu da eklemek gerekir ki Yaşar Kemal bu yörelere yabancı değildir. Ailesi Van ilinden göçmüştür. Bu bölgelerde hala akrabaları vardır. Yazar bu kitabı yazmadan önce de gelip buraları gezmiş, görmüştür. Sonuçta ortaya hakikat ile düş karışımı bir efsane çıkmıştır. Bu yolculukta cümle üstüne cümle koyan herkese selam olsun…
nalkan okurunun profil resmi
Hocam yorumunuzla kitaba ve Yaşar Kemal'in kalemine bambaşka bir ufuk getirdiniz ve incelemeyi zenginleştirdiniz. Her zaman alıntı, ileti ve incelemelerinizden çokça yararlandığım kıymetli bir okursunuz. Bu değerli yorum ve katkınız için yürekten teşekkür ediyorum.🙏📚
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.