“Hayat bu muydu? Böyle mi yaşanmalıydı? Geçip giden tirenin son vagonuna atlayamaz mıydık? Bu kadar âtıl, pısırık, çekingen, korkak mıydık?” Üç bölümden oluşan bu kitapta üç kişilik bir ailenin aile olamayışı, birbirlerinden ne derece kopuk oldukları ama esasında üçününde rahat ve istedikleri gibi bir hayat sürebilmek için daha çok para kazanmayı hedeflemesi anlatılıyor. Kitap şef Hüsnü’nün hikayesinin anlatıldığı bölümle başlıyor. Çocukluğu, iç dünyası, hayal ve hevesleri gözler önüne seriyor. Bu hikaye Hüsnü’nün bir dönüm noktasına geldiği an bitiriliyor. Okur ister istemez “Hüsnü bu işi yapar mı yapmaz mı” diye düşünmeye başlıyor. (Bence yapar.) İkinci hikaye Arzu’nun hayallerini, düşündüklerini, yaşanmışlıklarını içeriyor. Bu hikaye de Arzunun çok önemli bir karar vermesi gereken noktada bitiriliyor. Okur yine “Arzu bunu yapar mı yapmaz mı”düşüncesiyle kalıveriyor. (Bence yapmaz.) Son hikaye ticaret için doğmuş olan Özgür’ün hikayesi… İnanır mısınız bu hikayede çok kritik bir noktada bitiyor ve yine okur aynı soruyla başbaşa; “Özgür bunu yapar mı yapmaz mı?” (Bence yapar.) Dil olarak yine oldukça akıcı ve duru fakat içerik olarak genel Kutlu eserlerinden farklı. Kutlu, genelde muhafazakar kesimlerle ilgili hikayeler yazarken veya bir şekilde konuyu dine bağlarken bu sefer tam tersini yapmış. Şeb ailesinin üç üyesi ve onların çevresindekiler dinden oldukça uzak kişiler. Hatta Arzu namaz kılan bir insanla tanıştığında ilk defa böyle biriyle tanıştığını belirtiyor. Yayım yılı 2005 olan bu eser, Kutlu’nun en beğendiğim eserlerinden biri oldu. Herkesin keyifle okuyacağı umuduyla naçizane tavsiyemdir.

ChefMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20111,791 okunma

·

24 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İLKNUR