Ayfer Tunç, edebi diline bayıldığım bir kalem oldu. 3 4 kitabını daha listeye bu vesile ile ekledim. Kendisi aynı zamanda senaristlik de yapmış ve editörlük tecrübesi de olan bir kalem. 2023 yılı itibari hayatta ve çağdaş Türk edebiyatının en iyi temsicilinden diyebiliriz. Yunus Nadi Öykü ödülü ve Yapıkredi yayınları yayın yönetmenliği gibi geçmişinde önemli tecrübeleri ve başarıları var. 72. Koğuş, Aliye, Usta, Düş, Gerçek, Bir de Sinema, Binbir Gece senaristlik yaptığı yapımlardır.
https://1000kitap.com/bidunyakitapgrubu grubu sayesinde kendisi tanıdım diyebilirim. Listemde ön sıralarda olan bir kalem değildi. Ama yenilikçi tarzını ve edebi dilini net beğendim. Bunu söyleyebilirim.
Kitap
Taş - Kağıt - Makas kitabının içinde yer alan mini bir roman aslında. Romantik ve melankolik unsur yoğunluğu olan bir eser demek mümkün.
Suzan Defter kitabı ile ilgili herkesin bilmesi gereken ilk olay yazım şekli. Kitabın sayfaları soldan kendi içinde, sağdan kendi içinde ilerliyor. Yani normal bir okuma stili ile okunmuyor. İlk okuyan herkes bu kitapla ilgili sinir oluyor hatta basım hatası var sanırım muhabbeti yapıyor. Bunu bilmekte fayda var.
Peki nasıl bir şekilde okunmalı? 3 çeşit okunma biçimi var bu kitabın. 1. si önce sol sayfaları bitirip, sonra başa dönüp sağ sayfaları bitirmek. 2.si önce sol sayfayı, sonra sağ sayfayı normal bir okuma düzeni gibi okumak. Ki bunu kimseye önermiyorum. Skandal olur sizin için. Kitabı bırakmak isteyebilirsiniz. Son okuma stili ise benim de önerdiğim stil olan önce sol tarih başlığını bitirmek ve sonra sağdaki benzer tarih başlığını bitirmek. Bu sonuna kadar gidince daha anlamlı oluyor. Öneririm. Neden derseniz. Çünkü bazı bölümleri iki karakter farklı şekilde yeri geliyor ve bize anlatıyor. Bu nedenle geçişleri sonuna kadar okursanız hikayeyi tekrar başa dönerseniz kaçırırsınız. Aman ha sakın dinleyin beni ;))
Sol taraf erkek karakter. Sağ taraf kadın karakterin ağzından hikaye anlatımı. Birden çok sevda, birden çok eksik hikaye, birden çok kötu aile ilişkisi demek mümkün kitabın geneli için. Yaşanacakken yaşanmamış hikayeler beni hep yaralamıştır. Hatta en çok yaralayan hikayeler bunlar olabilir.
Erkek karakter Ekmel. Ekmel bey, hayatında yaşama enerjisi bitmiş ve hatta intiharı düşünen bir avukat. Evini satmak istememesine rağmen eve gelenlerle muhabbet ederim diye sırf diye evini ilana koyuyor. Bu kısım aşırı hoşuma gitti. Ses analizleri, iç sesler, yorumlamalar vs çok sempatikti.
Kadın karakter Derya. Derya hanım da aile ve yetişme şekli ile alakalı olarak yine Ekmel Bey gibi sorunlu yetişmiş. Sağlıksız ortamın çocuğu. Ekmel Bey in sırf yine muhabbet etmek için ev ilanını arıyor. Olaylar iki hikayede bir şekilde birleşiyor.
En beğendiğim ikinci kısımda iki karakterin aynı tarihlerde aynı olayı farklı bir şekilde bize anlatması.
Suzan Defter ne alaka derseniz. O asıl olay. Aşk hikaye ama spoiler. Kusura bakmayınız :)) Kitabın asıl mevzusu o.
Gerçek sevgi, terk ediliş, ihanet, yarım ve eksik kalış, aşk acısı, kandırmaca, bu kandırmacaya inanma sorgusu kitabın her sayfasında bize bağırıyor ve tokat atıyor. Suzan, Derya nın abisinin zamanında birlikte olduğu kadın. Abisinin terk etme nedeni o kadar can sıkıcı idi ki, gerçek hayatta da benzer durumlarını bilmem ve olabilitesine olan durumum beni ekstra rahatsız etti. Büyük olandan insan neden korkar? Yarım ya da eksik olan niye daha cazip gelir. Anlamak güç. Bu hikayeyi bilemiyorum ama gerçek sevgi kendi içinde her zaman kazanır. Kazanmak, karşı tarafın konu sevgi ise, sana olan geri dönüşü ile alakalı değildir bence. Geri dönüşü olumlu olarak sağlamayan kaybeder. Bu da benim yorumum.
Erich Fromm un dediği gibi " Sevgi kusurları yok etmez, onları da kabul eder. " Sevginin şiddetinin artması bir bahane değildir. Devamında da " Bir insanı, hiçbir sebep yokken yüreğinizde sıcacık hissediyorsanız, işte bu gerçek sevgidir." Yani gerçek sevgi nedensizdir. Sadece sevme odaklıdır. Sırf o olduğu içindir. İyilik de artmaz, kötülük de azalmaz, tüm duygular aktiftir, olumsuzlarda dahil. Ama bitmez.
Puanım 8.
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,8bin okunma
Neden farklı anlattılar aynı olayı anlamadım ben. Klâsik usül okudum zaten mecbur, mevzuyu farkettiğimde adamın anlatımı bitmişti. Tarih tarih gitmek daha mı iyi oluyor ki? 🤔
Ön araştırma bu kitapta işe yaradı. Tarih tarih gidilmese üslup farklıları anlamını yitirirdi mesela. Bence kendi penceresinden doğru çıkabilme gayesiyle oldu bu durum. Kandırmaca yani. 🤷🏾♂️
Tam diyordum ki en sevdiğim incelemen bu olabilir. Suzan defter ne mi alaka, spoiler, kusura bakmayın bombasından sonra alt açıklama olmuş mu şimdi 😅😅😅 yine de güzel inceleme 🤌🏻🫣😇