Doğadaki görüngülerin yasalarının anlak ve onun a priori biçimi ile, e.d. genel olarak çokluyu bileştirme yetisi ile bağdaşmaları gerektiği olgusu, görüngülerin kendilerinin a priori duyusal sezginin biçimi ile bağdaşmaları gerektiği olgusundan daha şaşırtıcı gelmemelidir. Çünkü yasalar görüngülerde değil, ama bir anlağı olduğu sürece yalnızca görüngülerin kendisine ilintili oldukları özneye göreli olarak varolurlar, tıpkı görüngülerin de kendilerinde değil ama duyuları olduğu sürece aynı varlığa göreli olarak varolmaları gibi. Kendilerinde şeylerin, onları bilen bir anlağın dışında, zorunlu olarak kendi yasadıkları olmalıdır. Oysa görüngüler yalnızca kendilerinde ne olabilecekleri açısından bilinmeksizin varolan şeylerin tasarımlarıdırlar. sayfa 109
Kendinde şeylerin kendi yasalıklarının olması numenal olanın da belirlenime tabi olması anlamına gelip, örgürlüğün imkanını ortadan kaldırmaz mı? Kant burada ne demek istiyor?
Ama bağıntıda sentezlenenler homojen olabilirler ama olmak zorunda değiller. Mesela neden-etki bağıntısını düşünelim bir kategori olarak; neden ile etki, ikisi fenomenal olabileceği gibi, nedenin numenal, etkinin fenonemal olduğu bir durumun düşünülmesinde bir mahsur yok mesela. Bu anlamda heterojen olarak düşünülebiliyor neden kavramı. Bu anlamda sentezlenenlerin homojen olmak zorunda, türdeş olmak zorunda olmadığı kategorilere dinamik kategoriler diyor.
Ayhan Çitil, 11. seminer, 80'li dakikalar