Hukuk bilimi yeni koşullara, her çağın gereklerine göre sürekli değişiklikleri, iptalleri, eklemeleri, kısıtlamaları gerektirir. Peygamberimiz, hukukta en ufak bir değişikliğe izin vermeyi bir kez sonsuza dek yasakladığına göre, her türlü gelişmeye açılan kapıyı kendi halkı için kesin olarak kilitledi. Bu arada kendisi 23 yıllık peygam berlik süresi boyunca, Kur’ân’ın karar ve yasalarını koşullara ve gereksinimlere göre boyuna hükümsüz kıldı. O halde, onun binlerce yanlış, eksik ve çelişkilerle dolu hukukunun Hicret’ten bu yana 1280 yıl süresince nasıl olur da bir değişikliğe ve yeniden yapılandırmaya gereksinimi olmaz? Tuhaftır ki peygamber, Arabistan’ın İslâm öncesi dönemini câhiliye dönemi olarak niteliyor, ama kendisinin daha kötü olduğunu bilmiyor; Arap halkının ellerini ayaklarını bağlayarak onu İslâm sonrasının cehâlet uçurumuna attı. İslâmiyet öncesi cehâletten kurtulmanın olanağı vardı, ama İslâm sonrası cehâletten kurtulma yönünde hâlâ hiçbir umut ışığı görünmüyor.