Gönderi

"...güzelliklere dalmış düşünürler, evrenin ışıltısıyla kendinden geçip insanlardan kopmuş hayalperestler ağaçların altında düşlere dalmak varken, birilerinin açlığını, birilerinin susuzluğunu, yoksulun kış günündeki çıplaklığını, bel fıtığını, viraneyi, tavan arasını, zindanı, titreyen genç kızların üzerlerindeki paçavraları düşünmeye bir anlam veremezler; dingin, ürkütücü ve acımasızca tatmin olmuş zihinlerdir bunlar. Tuhaf ama sonsuzluk onlara yeter. (...) insan denen o ayrıntıyla uğraşmak neye yarar? İnsan acı çeker, olabilir; annenin sütü kesilmiş, bebek ölüyor, orasını bilmem, ama köknarın kabuğunun altındaki halkanın mikroskopta oluşturduğu şu muhteşem gülbezeği incelesenize! (...) Tanrı onların ruhlarını karartır. İşte karşınızda hem küçük hem yüce zihinler silsilesi. (...) Bunlar karanlık ışıltılardır. Acınacak halde olduklarının farkında değildirler. Ağlamayan hiçbir şeyi göremez.
Sayfa 569Kitabı okudu
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.