Masumlar sayesinde olmuştu. İçeriğinden çok üslubuyla beni etkileyen bu romanından sonra
Labirent ‘i okumuş ve her ne kadar kurgusuyla şaşırtıcı gelse de yine dilinin büyüleyici tarafı beni daha çok etkilemişti.
Yazarın ilk romanı olan Kuzey’i ise daha az önce bitirdim ve beni etkileyen şey bambaşka. Üstadım Tanpınar başta olmak üzere rüya ile uğraşan, rüya ile gerçek arasında bir yerlerde arafta kalan, böylece kim olduğunu ve kaç farklı hayat yaşadığını çözemeyen kahramanları anlatanlar hep ilgimi çekmiştir. Bu eser de masalsı dili, efsanelerden ve mitolojiden beslenen içeriği sayesinde gerçeğin nerede bitip rüyanın nerede başladığını anlamadığımız, adeta iç içe geçmiş rüyalar izlenimi veren bir kurguyla başımı döndürdü. Bazen uykudan uyanmak istemediğim, bazense kan ter içinde uyanıp “oh be rüyaymış!” dediğim karanlık gecelerde yeniden uykuya dalıp kaldığım yerden devam ettiğimde, işte tam olarak bu kitaptaki kahraman gibi hissediyorum.
Burhan Sönmez hayat hikayesi ile de en az eserleri kadar insanı sarsan bir yazar. Onu tanımasam eksik kalırdım.