Her hafta perşembeleri gelirdi. Perşembe benim günümdü, ben perşembeydim. Daha önemli günlerin arasında kaybolmuş, umutlu bir gündü perşembe. Ne başlangıçtı ne de bitiş; arada bir gündü. Hafta sonundan önce atıştırmalıktı. Bazen diğerlerinin de beni merak edip etmediğini düşünüyordum. Kadınlar böyleydi, değil mi? Her zaman birbirlerini merak ederlerdi. Merak ve kin, küçük duygu havuzlarında birbirine karışırdı. Bunun size bir yararı yoktu; gereğinden fazla merak ederseniz her şey berbat olurdu.