İçinde 4 hikaye bulunduran ve adını bu dört hikayeden biri olan "Bir Açlık Sanatçısı" ndan alan bu kitaba sans verilmeli . Ben en çok "Bir Açlık Sanatçısı" hikayesini sevdim . Bu hikaye ilk başta fazlasıyla ilgi goren ama sonrasında bu ilgiden uzaklaşan açlık sanatçısını anlatiyor . Sanatci , kafesin icinde gunlerce ac kaliyor , herkesin ilgisi uzerinde "acaba yemek yiyecek mi " diye gece gunduz seyrediyorlar onu. Ama bu ilgi birden kesiliyor insanlar, hayvanat bahcesine yoneliyor . Aclik sanatçısı ise kendi kafesini hayvanat bahcesinin girisine koymak gibi bir cozum buluyor . Ama yine de insanlar ilk basta durup baksalar da pek de ilgilerini cekmiyor .
Sonunda birisi sanatciya neden yemek yemedigini sordugunda ise "Cunku sevdiğim bir yiyecek bulamadım .Bulsaydim , inanın bana , hiç yaygara koparmadan siz veya başkaları gibi tıka basa yerdim onu ." der.