Birkaç yıl önce Saatleri Ayarlama Enstitüsü ile yazarla tanışmıştım. Mahur Beste yazarın nehir roman olarak yazdığı üçlemesinin ilk kitabı. Babasının gölgesinde kalan babası ve eşi dahil çoğu kişiyi memnun edemeyen Behçet, sivri dili ve kendine has görüşleri nedeniyle sürekli sürgün yiyen İsmail Molla, yazara göre sırf ona eziyet olsun diye erken yaşta hayata veda eden eşi Atiye. Kitapta bir olay örgüsü yok, daha çok diğer kitaplara basamak olarak başlayan karakter analizleri bütünü. Kitap bitince "Eee noldu simdi" diyorsunuz. Özellikle İsmail Molla, Behçet ve Sabri Bey üçgeninde konuşulan baba-oğul çatışması, şark-garb tartışmaları, insan analizlerini sevdim. 20.yüzyılın sonunda yaşayan ve Behçet Bey'in hayatına bir şekilde dokunan insanların hayatindan ufak kesitlerle ilerliyorsunuz. Kitaba adını veren ve onu terkeden eşi için Talat Bey tarafından yazılan "Mahur Beste" ismi Neşati'nin ünlü beyti "Gittin emma ki kodun hasret ile canı bile İstemem sensiz geçen sohbet-i yâranı bile" ile birleştirilmiştir. Behçet'in saat merakı, her saatin atımını kalp ritmine benzetmesi, eski saatleri temiz yürekli iyi hastalara benzetmesi kısmını sevdim. Muhtemelen ilk okuduğum kitabından hissettiğim ağızda kalan rayihayi, o kitabı bitirince aylarca akılda kalma hissini, Halit Ayarcı-Hayri Irdal gibi bir karakteri aradığım ve belli bir olay örgüsü olmadığı için pek sevemediğim bir eser oldu. Beklentiye girmeden bunu bilerek okumak gerekir. Herkese keyifli okumalar.

Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20196,5bin okunma

·

298 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

John Coffey