Gönderi

Ütopyacı düşünce en az kabul gördüğünde en tehlikelidir. 1990'lı yıllarda ütopyacılığın merkeziyetçi bir biçiminin ortaya çıkışı bu olguyu açıklar. İlkin, Rusya'da neoliberal ekonomi politikalarıyla, sonra, Balkanlar'da insancıl askeri müdahaleyle Batılı devletler başarı olasılığı olmayan yollara başvurdular. Demokrasinin yayılması eski Yugoslavya'da etnik ulusçuluğu, Çeçenistan'da ayrılıkçılığı, eski Sovyet Orta Asya’sında İslamcılığı tetiklediğinde, buna hazırlıklı değildiler. Demokrasi ve serbest piyasanın arkadan suç ve şiddet değil, barış getirmesi bekleniyordu.
Kara Ayin
Kara Ayin
·
30 görüntüleme
İkarus okurunun profil resmi
Bu olguyu görmeyen Batılı devletler ütopyacı bir bakış benimsemişlerdi. Sol ve sağ yönetimler hortlayan ulusçuluğun ve etnik ve dinsel çatışmaların yeni bir dünya düzenine doğru evrensel ilerleyişte geçici yerel sorunlar olduğuna inandılar. Gerçekçi düşün yüzyıl önce ıskartaya çıkmış bir ideolojinin yeniden iktidara gelmesi yüzünden kötürüm kaldı.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.