Bu olguyu görmeyen Batılı devletler ütopyacı bir bakış benimsemişlerdi. Sol ve sağ yönetimler hortlayan ulusçuluğun ve etnik ve dinsel çatışmaların yeni bir dünya düzenine doğru evrensel ilerleyişte geçici yerel sorunlar olduğuna inandılar. Gerçekçi düşün yüzyıl önce ıskartaya çıkmış bir ideolojinin yeniden iktidara gelmesi yüzünden kötürüm kaldı.