Gönderi

104 syf.
·
Puan vermedi
Kelimeleri anlatan bir içeriğe kelimeler dizmek kolay değil. Oğuz Atay’ın kelimeler sözü ile: “Kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.” Bazen de çok anlama geliyor. Kullanım yeri ve zamanı duyguya dokunma şekli ile çok şey değiştiriyor. Bu işin ustalarından biri de Şükrü Erbaş. Depresif halimize, içinde oluşta kelimelerle teşhis koyamadığımız ama kanıksayarak anlatılanı kendi yaramızda tanıdığımız hallerin kelime üfleyicisi. Şükrü Erbaş’ın bu kitabı deneme türünde. Şairden şiirlerini okumadım bu hal anlatan diline alışık olduğum için etkili bir okuma oldu. Kitabın ismini, Aşık Veysel’in “Çırpınıp içinde döndüğümüz deniz.” sözlerine atfen seçilmiş. Kitap isimleri bile bir durumdan öç alma meselesi gibi. Sözcük değil, tanım değil, bir yara tümcesi isimler. Puslu bir hava veriyor sözleri, gökyüzünün pusu değil bu hava. İnsanın içinin hüznü yüzünün pusu, gözünün yaşı. Kelime’nin bir anlamı da yara demekmiş. Sesle bütünleşen harflerin yan yana gelişiyle karşıdaki insanın haline sirayet etmesi. Bunu Erbaş’ın kitaplarıyla daha çok anlıyor insan. Mesela daha kitabın başında insanın halini anladığına hazırlıkla değil, direk anladığıyla başlıyor. “Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kal­mıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğulu­yor. Penceren sokağa bakmıyor.” Sende ve olanın teşhisini görüp de okumamak mümkün değil. Çekiyor işte insanı. Durumları şiirsel anlatıyor. Herkesin kendine özgü bir tınısı oluşuyor sözlerde. Bir fon var ama kimsenin hiç kimsede bulamayacağı bir fon. İz meselesi. Herkes aynı yarayı alır ama herkeste aynı etki olmaz yasası. Öyle bir kitap işte. Depresif zamanlarda okumayın derim. Hassas bir bünyeniz varsa dünyadan daha çok alacaklı olur her şeyi üzerinize alırsınız. Ağır gelebilir naçizane tavsiyem. Ama mutlaka bir dingin zaman verin bu gözlemlere, betimlemelere, teşhislere. Kitapta çeşitli konular ele alınıyor. Giriş kısmının ruh haline takılı kalmayın. Neşet Ertaş ve Behçet Necatigil’den bahsettiği bölümler de oldukça güzel. Ayrıca Türk edebiyatı mı Türkçe edebiyat mı, sorusunu tartışıyor. Tabii bunu geniş bir tartışmayla düşünmek gerekiyor. Farklı açılardan anlatımların olma sebebi kitabın çeşitli dergi ve yayınlarda yazdığı içeriklerin derlemesi olmasıdır. Şiirlerini okumadığım için birkaç şiirle de denemelerini kıyaslamak istemediğim için benim için şimdilik denemeleri çok iyi. Ömür Hamın ve Güz Konuşmaları şiiriyle diğer tüm şiirleri aynı paralellikteyse fikrim ışık hızıyla değişir. Çünkü kendisi de şiirlere her defasında bir gönderme yapıyor. Kendisini şiirde görüyor gibi. “Dünyanın bütün coğrafyalarının en onurlu yolculuklardan birisidir şiirle yapılan yolculuk.” “İyi ki diyorum, sonra, iyi ki harflerden bir insan olmuşum…” Keyifli okumalar!
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya
Çırpınıp İçinde Döndüğüm DünyaŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20214,443 okunma
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.