Gönderi

Kişinin iki kez doğması; İlki Annesinden ikincisi Kendinden
İnsan, rûhunu aşağılık tabiatlardan kurtarıp melekût semalarına yükseltmesi gerekir. İnsanın bu şekilde ruhunu semalara yükseltme işini gerçekleştirebilmesi için, iki kere doğmuş olması gerekir. Biri kendi anasından, diğeri de kendinden doğmasıdır. İki kere doğmayan bir kişi, nesnelerin özünü/hakikatini kavrayamadığı gibi, kendi nefsini ve Hakkı da tanıyamaz. Ancak insanlardan yeterli manevî olgunluğa erişememiş olan avam seviyesindekilerin bunlardan haberi yoktur. Bu yüzden nebîlerin ve velîlerin sözlerini hakkıyla anlayabilmek için insan‐ı kâmil olmak gerekir. Fakat burada şunu ifade etmek gerekir: Sûfîlerin ikinci doğumla kastettiği, ruh göçü (ruh göçü, tenasüh) anlayışını savunanların iddia ettiği gibi öldükten sonra başka bir bedenle dünyaya gelmek değildir. Sûfîlerin anladığı tarzda ikinci doğum, kendi geçici varlığından geçip fenâya eren sûfînin ilahî hakikati keşfederek bekâ ile varlık bulmasıdır. Kısaca kişinin kendi özünün/hakikatinin farkına varmasıyla “Kendini tanıyan Rabbini tanır” sözü tecelli eder. Böylece “farkındalık” haline eren sûfînin kendinden yeni bir oluş ve doğum gerçekleşir. Gerçekleşen bu yenilenme olayı da sûfîler tarafından ikinci doğum olarak değerlendirilir
·
224 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.