Aynalıkavak Tenkıhnâmesi, Osmanlı hilafet tarihinde bir dönüm noktasıydı. Çünkü Küçük Kaynarca Antlaşması'nda mahiyeti tam olarak izah edilmeyen Osmanlı padişahının halife olduğuna dair ifadeler Aynalıkavak'ta etraflı bir şekilde tarif edilmiştir. Buna mukabil yapılan tarifte halifenin Kırım'daki hakları yalnızca dinî mahiyette olacaktı ve dünyevî bir hak kesinlikle söz konusu edilmeyecekti. Bu tarif, daha Yavuz Sultan Selim devrinden itibaren Osmanlı siyasi söyleminin esasını teşkil eden "hilafet ile saltanatın birliği" söyleminden uzaklaşılmaya başlandığının da bir göstergesiydi.