Genel olarak çok ilgimi çekmeyen fakat baş karakter olan kapıcının hayat, insanlar ve kendisi üzerine farkındalıklı fikirlerini okurken hoşuma giden bir kitap oldu.
Felsefe, psikoloji ve psikanaliz bilen, zeki bir kapıcıyı okuyorsunuz. Kitap, yazarın yaşadıklarını başlıklandırdığı ve derin düşüncelerinden bahsettiği farklı bölümlere ayrılıyor. Fakat yaşadıklarını anlatış biçimi bana biraz karışık geldi ve sanırım çeviriden de pek memnun kalmadım (ama bu, yazarın dilinden de olabilir). Bazı cümleleri tam anlamadım ve yapay geldi bana. Bunun dışında, kapıcının kendi hayatına dair sıklıkla fazla spesifik şeylerden bahsetmesi de beni hikayeden kopardı (Japon kültürüne ait şeylerden bahsetmesi, izlediği ya da okuduğu bir şeyi bir şeye benzetmesi falan). Ama
Anna Karenina 'dan bahsedildiğini görmek gülümsetti beni.
Yine de beklentimin altında kalan bir kitap oldu. Evet, zeki ve bilinçli bir kapıcıyı okumak farklı bir deneyimdi ama karakteri tam olarak anlamadım, kendini ve etrafını anlatış tarzı biraz tuhaftı.