Ernst Glaeser, savaş düşmanı tutumu ve politik düşünceleri dolayısıyla eserleri Hitler Almanya'sında yasaklanmış ve yakılmıştır. Bundan dolayı uzun yıllar yurt dışında yaşamış hatta kitaplarının birçoğunu başka ülkelerde yayımlanmıştır.
Yazar tıpkı kitaptaki kahramanların birçoğu gibi 1902 yılında doğmuştur. Çocukların düşüncesine, zihninden geçenleri bu kadar yalın, tüm o çocuk masumiyetiyle anlatmasında büyük etkisi mevcut.
1902 Doğumlular yazarı uluslararası üne kavuşturan yapıtlarından biri olmakta ve aynı zamanda dilimize çevrilen ilk kitabıdır. Roman sadece edebiyatta kalmamış; Sovyetler Birliği, ABD, İngiltere, Fransa, Çin, İsveç gibi ülkelerde üniversite öğrencilerine inceleme konusu olarak verilmiştir.
Romanda büyüklerin dünyasını anlamaya çalışan çocukların gözünden; erginlik, milliyetçilik ve savaşı anlatıyor. Savaşa kadar gelinen süreçte çocukların kadın-erkek ilişkilerine duyduklarını merakı, sınıflarında ayrımcılığı okuyoruz. Kadın-erkek ilişkisine ilgin hem merakları hem de ona üstün gelen korkuları o kadar fazla ki bu durumu aralarında "sır" olarak kabul ediyorlar. Yahudilerin dışlanmasının ayak seslerinin çok daha öncesine dayandığını da kitapta bir kez daha görüyoruz. Kendilerini kabul ettirmekteki çabaları, eğitimcilerin Yahudi çocuklara olan tavrı, çocukların acımasızlığı...
1.Dünya Savaşı öncesinde milliyetçilik anlayışının, fikirlerinin yükselmesiyle savaş insanlara adeta zafer olarak kabul ettirilmesini, savaşa gidenlerin büyük bit coşkuyla karşılanması kısımlarını okurken -ki bu özellikle de bir çocuk gözünden olunca- yazar okuru ufak bir dehşete düşürüyor. Ancak zaman geçtikçe savaşın asıl ve çirkin yüzü ortaya çıkıyor. Büyüklerin ve çocukların ölümle yüzleşmesi, açlığın ve kıtlığın gelmesi çok çarpıcı ve gerçekçi bir şekilde ele alınmış. Tüm bunları bir çocuk masumiyetinden okunması ise gerçekten yaşananları daha çarpıcı bir hale getiriyor.
Cephe gerisinde kalanların hayatlarının da en az cephede birebir savaşanlar kadar mücadele verdiğini resmedildiği bu romanı okurken bir kez daha şu soru aklıma geldi: "Savaşın gerçekten bir kazananı var mı?".
Çok çok severek okuduğum, elimden bırakmadan bir solukta okuduğum muhteşem bir savaş karşıtı eserlerden biriydi. Hele sonuyla, savaşın acıları ve yarım kalmalara sebebiyetiyle bir kez yüzleştiriyor. Mutlaka tavsiye ederim.
1902 DoğumlularErnst Glaeser · Yordam Edebiyat · 2016388 okunma