··
61 görüntüleme
''Bazen diyorum. Lisede bize bu insanların hangi akıma mensup oldugunu anlatmak yerine kitaplarını okutup hislerimizi sorsalar, daha sonra hislerimizi alevlendiren yazar ve şairlerin hayatlarını merakla biz araştırsaydık edebiyata olan ilgimiz daha derin olurdu sanırım.''
Lİseden mezun olduktan 3-4 sene sonra edebiyat öğretmenlerimden birinin karşısına geçip ''Size çok kızıyorum hocam'' demiştim. Şaşırmıştı. ''İyi kitaplara ulaşabilmek bir sürü gereksiz şey okudum. Halbuki sadece siz bizlere 20 iyi kitabı gösterseydiniz ben bunları ararken başka iyi kitaplara ulaşırdım. Bizleri şu şu şairden, şu şu romandan haberdar etmeliydiniz. Bunları okumamış olmanız imkansız.'' Haklısın demişti bana, o kadar. Geçen zamana yanarım.
Son paragrafınız da çok güzeldi... Güzel öğretmenlerimizin sayısının artması dileğiyle, bu güzel incelemeyi yazan elleriniz dert görmesin...
Halbuki alıntılarından izliyordum bu kitabı okumalarını. Finalini kaçırmışım nasıl olduysa. Haklısın gerçekten de. Hani "Ölümden korkanlar asla bu tip şiirler yazamaz ancak ölüme serenat yazanlar bu hislerle şiir yazıp okuruna hissettirir," dedin ya. Tam orada işte.
Çok şiir kitabı okumam aslında. Eskilerde var okumuşluğum. CST da içindedir okuduklarımın. Hele şu "Gün Eksilmesin Penceremden" var ya, onu işte, pek bir severim. Mayakovski şiirlerini hiç sevmem. Onun şiirlerine meylettiği zamanları vardı ya Nazım'ın, o şiirlerinin de sevmem. Aslında bir ölçüm de yoktur şiir karşısında. Yani aruzla ölçüsüyle yazılmışını da severim, hece ölçüsüyle de. Ölçüsüzünü de. Yeter ki bam telime dokunsun.
Sezai Karakoç'u duymuştum da, okumamıştım. Hala okumuş değilim aslında. 2005 ya da 2006 yılıydı. Memlekette yaşarken daha. Çamlıca'da oturuyorduk. Acıbadem'in tepesinde. Radyoların birinde anlatıyorlardı. Aşkını. Ya rabbim demiştim, ne aşklar var. Kararmış akşamda, yol kenarına park etmiş, o çok sevdiğim Tarihi Yarımada'ya, Kemal Tahir'in Az ışıklı ihtiyar şehrin'e baka baka dinlemiştim programın tamamını.
Sonra öğüttük o aşkı da. Yahya Kemal'in aşkı gibi. Nilgün Marmara bir de. Yasak aşkı. Daha nicelerini. Hepsi internette. Onun devasa yiyici taşlarının arasında. Öğütüyor o da.
Böyle bir yolculuğa çıkardın beni işte. Kalemine sağlık, ömrüne bereket.
Çok değerli metin abim. İnsanda tebessüm uyandıran güzel yorumlarınız icin sizin kaleminize ve yüreğinize saglik. :)
...yeter ki gün eksilmesin penceremden ve Ahmet Haşim'in Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden diye başlayan bu iki şiiri ardı ardına okuduğumdaki mutluluğun tarifi yok. Cahit Sıtkı gelmiş geçmiş en iyi şairlerden bana göre. Kaleminize sağlık. Harika bir kitaptır.
Kesinlikle şimdi ahmet haşim i de okumalıyım tavsiye niteliğinde oldu.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.