Geç okuduğuma çok üzüldüğüm bir kitap. Sabahattin Ali’nin betimlemeleriyle kendinizi hikayenin içinde hissettiğiniz bir eseri daha. Sanki o parkta bankta oturuyor ve onları uzaktan izliyormuşsunuz gibi bir izlenimi var, en azından ben de öyle oldu. Almanya’ya iş öğrenmeye giden akranlarından daha farklı olan Raif’in bir tabloyla başlayan aşkını anlatıyor. Başlarken bu kadar etkileneceğimi hiç düşünmemiştim. Okumamın üstünden zaman geçmesine rağmen tekrar tekrar kitaba dönüp yeniden okuyorum ve her seferinde farklı bir detay gözüme çarpıyor diyebilirim. Raif Beyin hayatının bu denli değişmesini pek beklediğim bir şey değildi bazı şeyleri değiştirebileceğimi düşünüyorum en azından gel demek bu kadar zor olmamalıydı. Bazen ertelediğimiz şeyleri bir daha hiç bulamayabiliriz. Hayat erteleyecek kadar uzun değil