Gönderi

Churchill'in, Yahudi Almanların içinde bulundukları durumu Attlee'ye gözyaşları içinde anlatması meselesine dönersek, bu noktada kendisinin kolayca ağlayabilen bir sulu göz olduğunu belirtmemiz gerekir. Churchill'in gözyaşları adeta göz pınarlarından akmaya hazır halde beklerken kendisi bu durumu zaman zaman siyasi bir araç olarak kullanmaktan çekinmez ve bahsettiği mesele her ne ise bunun kendisini duygusal açıdan ne derece etkiledigini göstermek isterdi. Durup dururken kendisini ağlatamazdı elbette ancak eğer mesele yeteri kadar dokunaklıysa gözyaşlarının yanaklarından süzülmesi pek de zor olmazdı. İkinci Dünya Savaşı döneminde insanların huzurunda en azından elli kez ağlayan Churchill, son şahsi sekreteri olan Anthony Montague Browne'a ilk karşılaşmalarında, "Kendimi hıçkırıklara çok sık teslim ederim. Şimdiden alışmaya başlasan iyi edersin." diyecekti. 12 Montague Browne, Churchill'in "kahramanlık hikâyeleri" karşısında gözyaşlarına teslim olduğuna gerçekten de pek çok kez şahit oldu. Örneğin, “karların içinde sahibine ulaşmaya çalışan asil bir köpeğin" Churchill'i ağlatabileceğini söylüyor: "Böyle bir manzara onun için son derece dokunaklıdır ve onu ağlatmaya yeter." diyordu Browne. Churchill bu ağlama durumunu bir noktada artık sağlık sorunu olarak görmeye başladı. Meseleyi doktoruna anlatırken ağlama durumunun ilk olarak 1924'te, St. George, Westminster ara seçimlerini kırk üç oyla kaybettikten sonra başladığını söyledi.
Sayfa 70 - Kronik Kitap 5. BaskıKitabı okudu
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.