Gönderi

Cabir (r.a.) şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (s.a.s.) yanıma geldi, devem de hastalanmıştı. Onu dürttü. Deve sıçrayıverdi. Bundan sonra artık Peygamber'in sözünü işiteyim diye dizginini kasıyor, fakat onu durduramıyordum. Nihayet Rasulullah (s.a.s.) bana yetişti ve: "Onu bana sat!" dedi. Ben de deveyi ona beş ukiyyeye (kirk dirheme) sattım. Ama: "Medine'ye kadar sırtı benim olmak şartıyla!" dedim. "Medine'ye kadar sırtı senin olsun!" buyurdu. Medine'ye geldiğinde deveyi ona getirdim. Bana bir ukiyye fazla verdi. Sonra deveyi bana hibe etti. " Hadis-i şerifin bize söyledikleri: a) Hadis, hastalanmış deveye Peygamber (s.a.s.)'in dürtmesiyle önüne geçilemeyecek derecede hızlanmasını temin eden bir mucizeden bahsetmektedir. b) Satışa arz etmeyen bir kimsenin malına satış teklifinde bulunulabilinir. c) Böyle bir alış verişin caiz olup olmadığı konusunda ihtilaf edilmiştir: Akit câiz, fakat şart bâtil, dolayısıyla akit fàsittir. Bineğin satılma akdi, gidilecek mesafe yakın olmak şartıyla câizdir. Böyle bir şartın akde dâhil olmayıp önce yapılması muhtemeldir ki akde zarar vermez. Akitte dâhil olursa akit o zaman fasit olur.
Sayfa 157Kitabı okudu
·
618 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.