Gönderi

Ve üçüncü itiraz: "Uygarlık" gibi, "uygarlığın doğuşu" gibi sözlerden, sanki uygarlık iyi bir şeymiş, kabile avcı/yiyecek toplayıcıları mutsuzmuş, son 13.000 yıldır tarihin gelişimi insanın mutluluğuna büyük katkılarda bulunmuş, anlamı çıkmıyor mu? Aslında ben sanayileşmiş toplumların avcı/yiyecek toplayıcı kabilelerden “daha iyi” olduğu, ya da avcı/yiyecek toplayıcı toplumlara özgü hayat tarzını bırakıp demire dayalı devlet olma aşamasına geçmenin “gelişme"yi temsil ettiği, ya da insanların mutluluğuna katkıda bulunduğu gibi bir varsayımda bulunmuyorum. Hayatını Amerika Birleşik Devletleri kentleriyle Yeni Gine köyleri arasında geçirmiş biri olarak benim izlenimime göre uygarlığın sözüm ona nimetleri var da, yok da. Örneğin, avcı/yiyecek toplayıcı toplumların üyeleriyle karşılaştırıldığında günümüz sanayi ülkelerinin vatandaşları daha iyi sağlık hizmeti alıyorlar, onlar için cinayetten ölme tehlikesi daha az, daha uzun yaşama şansları var ama öte yandan eş-dost ve büyük aile dayanışması gibi toplumsal desteklerden çok az yararlanıyorlar. İnsan topluluklarındaki bu coğrafi farklılıkları incelememin nedeni belirli bir insan topluluğunu bir başkasıyla karşılaştırıp onu göklere çıkarmak değil, yalnızca tarihte nelerin olup bittiğini anlamak.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.