Gönderi

Nasıl ki Frankenstein aslında bir manevi yalıtılmışlık hâlinin keşfedilmesi idiyse (Mary Shelley ve eşi Percy Shelley bu sorundan çok çekiyorlardı) yapay zekâ mitinde cisimleşen en derin sorular da aslında teknik veya bilimsel sorular değildir. Bunlar bizim bitmek bilmez anlam arayışımızı ve sürekli değişen dünyada bizi geleceğe taşıyacak yollar açma girişimlerimizi barındırıyorlar. Bu mitle uğraşmak bize hiçbir şey kazandırmaz, insanlığın hâline herhangi bir şekilde derman olamaz. Tam aksine, olumsuz etki edebilir çünkü insan potansiyelini göz ardı ediyor ve insanın gelecekteki olanaklarını kısıtlıyor. Bilinç sorunu gibi çıkarım sorunu da süregiden görkemli gizemlerin merkezinde yer alıyor. Dahası, başka her şeyi anlamamızın mantıksal önkoşulunu da teşkil ediyor. Keşfedilmemiş zihnin teknolojik yanıtlara direnmesine şaşırma- malıyız. Horgan'ın endişelendiği gibi fikirlerimiz tükenmiş olabilir. Gerçekten öyleyse, yapay zekâ miti bizim insanın olanaklarından son kez ve geri dönüşü olmayacak biçimde uzaklaştığımızın bir ifadesidir: Küllerimizden bir başka şeyin, yüce ve canlı bir şeyin doğuşunun kaçınılmaz olduğunu bize telkin eden ve karanlığında teselli bulduğumuz bir peri masalından başka bir şey değil demektir. Ama öyle değilse, yani yeni fikirler tükenmediyse, hiç vakit kaybetmeden çok sıkı çalışarak insanın serpilmesine ve inovasyona odaklı bir kültüre tekrar yatırım yapmalıyız çünkü geçmişten daha iyi bir geleceğe giden yolları bulabilmek için genelleşmiş zekâmıza ihtiyacımız olacak.
Sayfa 364 - 365 - PdfKitabı okudu
··
302 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.