Gönderi

“(…) ve mancınık boşandı, İbrahim ateşe doğru uçtu. Sulara hükmeden melek geldi, şöyle dedi: ‘ Ya İbrahim, ben sulara müekkelim, eğer dilersen ırmaklarımı salayım, ateşi söndüreyim, yeri soğutup temizleyeyim, seni de pak yere indireyim’. İbrahim peygamber şöyle dedi: ‘benim senden dileğim yoktur, var işine git.’ Bunun peşinden rüzgâra hükmeden melek gelip şöyle dedi: ‘Ya İbrahim, ben rüzgârlara müekkelim, eğer dilersen rüzgârları salayım, cümle ateşleri kâfirlerin üzerine saçayım, yeri soğutayım, seni de pak yere indireyim’ İbrahim buna da, ‘Benim senden dileğim yoktur’ dedi. Bunun peşinden yerlere müekkel olan melek gelip şöyle dedi: ‘ Ya İbrahim, ben yerlere müekkelim, eğer dilersen yeri yerinden oynatayım ve seni soğuk yere indireyim’ İbrahim buna da ‘Benim senden dileğim yoktur, işine git!’ dedi, ateşe yaklaştı. Alevin dokunmasına az kalmıştı. Cebrail Sidre-i Münteha’daki makamında hacetleri bitiren Yüce Hakk’a şöyle niyaz etti: ‘Ya Rabbi, sevgili habibin Muhammed hürmetine İbrahim aleyhisselâma kurtuluş ihsan eyle. Bunun üzerine şöyle bir izzet hitabı geldi: ‘Git senden hacet dileğinde bulunursa kurtar!’ Cebrail göz açıp kapayacak kadar az zamanda yetişti. İbrahim’e selam verince onun selamını aldı. ‘Bir ihtiyacın var mı?’ diye sorunca İbrahim şöyle dedi: ‘Sana ise yoktur’ Cebrail ‘Rabbinden ise?’ diye sorunca İbrahim sordu: ‘Ne isteyeyim?’ ‘Vücudunu iste, ateşte yakmasın’ ‘Vücudumu yaratan O’dur, benim ne alakam var!’ Bunun üzerine Cebrail ’Canını iste’ dedi. Cevab: ‘Canımı veren O’dur’ ‘ O halde halini arz et!’ deyince İbrahim şöyle dedi: ‘Arz ve suale ne hacet; O cümle halimi bilir. O’nun halimi bilmesi bana yeter. O’nun kuluyum dilerse yakar, dilerse kurtarır. Senden bitecek hacetim yoktur; benim gibi aciz bir kulsun, muhtaçsın. Benim halimi, seni, beni ve on sekiz bin alemi yaratan bilir’ Bundan sonra mekandan münezzeh ve müberra olan şanı yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Ey ateş, serin ve selamet ol! [Kur’an, 21/69] Yani İbrahim’i selamet tut, onu yakma.’ Bundan sonra ateş bağ ve bahçe oldu; gül, gülistan oldu; reyhan oldu. Bülbüller her ağacın üzerinde ötmeye başlayıp yüce yaratıcıyı tespihe durdular. Böylece İbrahim havadan yere indi. Yere indiği vakit mübarek dizlerinin dokunduğu yerden iki ırmak çıktı; çağıldayarak o bağın etrafında cevelan edip akmaya başladı. Bundan sonra Cebrail cennetten hulle getirip İbrahim’e giydirdi.” (Delail-i Hayrat Şerhi, Kara Davut, İstanbul, 2015, s. 858-860)
Sayfa 257Kitabı okudu
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.